18.01.2013

Amour (Love) [2012]

Burada herşeyi biliyormuş rolüne girmeye giç gerek yok. Michael Haneke filmlerini bilmem, tarzları konusunda çok bilgiye sahip değilim... İlk defa izliyorum sanıyordum... Çelişkili mi oldu biraz?

Georges ve Anne artık 80’lerine gelmiş bir çift. Yaşlılık hali, Anne kısmi felç geçiri ve hayatları artık eskisi gibi olmayacaktır. Bundan sonra zor bir süreç onları beklemektedir.

Filmin konusunu tam olarak anlatmaya çalışmak size filmi anlatmak olur, bunu yapmayacağım sadece biraz filmden bahsetmek ve yönetmenden bahsetmek yeterli olacaktır.

Son derece sınırlı bir alanda, hatta bir evin 3 odası da diyebiliriz, çekilen film, oldukça durağan, en ufak bir müzik yok, diyaloglar ne çok fazla ne de çok az, sadece yeteri kadar ve ortada olan 4-5 karakter. Minimalist bir film olduğunu söyleyebilirim ama asıl olay burada değil mi? Az insan ve mekan ile çok şey anlatabilmek çok zor bir zanaattir bence. Bunu yıllarca deneyen binlerce film izledim belki de... İçlerinde çok başarılı olanlarda vardı ama bir o kadar çöp olanlarda vardı diyebilirim. Bu film, izleyeceğiniz iyi örneklerden biridir.

Filmi analiz etmek, filmden bahsetmek demek zaten filmi anlatmak demek. Bu yüzden biraz ‘’Haneke’’ olayına girmek istiyorum. Yönetmenin en yakında zamanda izlediğim filmi Cache [2005] geçen senelerde izlediğimi hatırladığım film, aile bağlarını ve insanların ne kadar basit yalanlar söylediği üzerine kurulmuştu. Bir evde geçtiğini anımsadığım film, ikili diyaloglarla devam eden, ve sonunda ‘’ buyur, istediğini eklersin buraya’’ tarzında bir bitişi vardı.

Amour filminin tarzının bu da aynen bu şekilde olduğunu belirtebilirim. Kendi yorumumu söylemek isterim, film bana ne anlattı, toplum olarak her ne kadar istemesekte bazı şeylere inanıyoruz ve bazı şeylere inandırılmak zorunda kalıyoruz. Mesela aşk nedir? Bir dakika çok genel oldu, toplum olarak biz bu kadar derinleri aslında hiç de sorgulamıyoruz değil mi? Ama şu bir gerçek ki, bazı dayatmalar ne yazık ki mevcut. Zaman ilerledikte daha ‘’bireysel’’ insanlar oluyoruz ve bireyler birbirlerine el uzatmadıkça araya kurumlar giriyor ve toplum kurumsallaşma denen olaya mecbur bırakılıyor. Bununla birlikte insanlar daha fazla ‘’bencil’’ toplum oluyor ve bireyselleştikçe aslında yanlızlıklarımızda aynı oranda artıyor ve sonuç! Artık hepimiz birer mutsuz insan oluyoruz ve bunun ne kadar hızlı yayıldığının farkına varamıyoruz.

‘’ Senin endişenin bana hiçbir faydası yok’’

Mesaj gönderen filmleri seven bir adam değilimdir ama nasıl gönderdiğine bağlı. Ortaya birşeyler attıktan sonra, al bunu gereken yere monte yap dersen bana, işte o zaman bir anlamı olur. ‘’Killing them Softly’’ gibi gereksiz amerikan filmlerinde yapılanlar gibi gözü sokulmadıkça, ortada bir sorun yok.
Filmin sonunu çok mu merak ettiniz? Sakin, filmin ilk 3 dakikasını dikkatle izledikten sonra, sonunu zaten çok iyi anlayacağınızı düşünüyorum. Spoiler yok, filmin sonunu baştan felan vermiyor, sadece biraz fikir sahibi olursanız, sonunda küfür etmezsiniz.

NOT: Emanuelle Riva? Genel olarak filmden konuştuğum için bahsetme gereği duymadım, ama bu seviyede bir oyunculuk uzun zamandır görmemiştim (kadın performansı) Genelde ortada olan performanslar arasından seçim yapmak durumunda kalırdık. Bu sene her filmi izlememiş olmama rağmen, şunu çok ayrı bir yere koymak gerekiyor.

Amour, kimilerine göre çok özel, kimilerine göre değişik, kimilerine göre ‘’sıkıcı’’ olabilir. Ama  bir saat kırkbeş dakikanızı ayırıp izledikten sonra karar vermeniz gerekenlerden. Hemen kestirip atmayın, ona bir şans verin...

0 Yorum :