2.08.2009

One Flew Over the Cuckoo's Nest [1975]


Biraz sonra yapmaya çalışcağım işin ne kadar zor olcağına kendimi iyice inandırdım.Hernekadar benim bakış açıma göre hiçbir değeri olmasada çoğu sinema izleyen ''hızlı'' insanlar IMDB yi çok önemli bir kriter olarak görürler.Bir filmin 9.0 puan ortalamasına sahip olması onun en iyi olcağını göstermeyeceği gibi, sadece bir kriterden daha fazlası değildir.Aynı Wilt Chamberlain'in bir sezonda yaptığı 50.4 sayı ortalamasının hiçbişey ifade etmeyeceği gibi.

Konuştuğumuz film; 5 oscarlı, kadrosunda Christopher Lloyd,Ted Markland,Jack Nicholson,Danny DeVito,Brad Dourif gibi isimleri barındırıyor.IMDB'nin yaptığı tüm zamanlar listesinde 8.8 puanla 9.sırada olan bir filmden bahsediyoruz.

1980 ler öncesini gerçekten sevmiyorum.Biraz önyargı gibi ama zevk vermiyor bana.Mesela NBA tarihinde 1980 lerden öncesi yoktur benim için, tamamen karanlık bir dönem.Ama sinema dünyası için bunu düşünemiyorum.Eski filmleri seçerek izliyorum ve geçenlerde HDD de aranırken elime bu film düştü.1975 yapım bir film.

Hemen filme geçmek istiyorum, belkide en zor anlar benim için başlıyor.Film Ken Kersey'in romanından sinemaya uyarlanmış.Randle Patrick McMurph (J.N) zamanının büyük bir kısmını hapishanede geçirmeyi seven bir karakterdir.Bu arada bazı mental hastalıklarının oldugu varsayılmaktadır.İşte fazla ayrıntıya gerek yok buralarda, akıl hastanesine kapatılır.Tabi rahat durmaz burdada ve hastaları hemen kafalamaya başlar.Eğlenceli zamanın nasıl geçirileceğini burda teker teker gösterir herkeze.Heryerde olduğu gibi hayatına ona zorlaştırmaya çalışan hemşire Ratchet (Louise Fletcher; hayatını rolü) ile 2li oyunlar oynamaktadır.Kuralları delmek, rutinleri bozmak adına herşeyi yapmaya başlar.Ve daha sonrasında olan olaylar, tabi bunlardan su anda bahsetmek için biraz erken...

Film hakkında söylenmesi ve vurgulanması gereken o kadar fazla şey var ki...Film inanılmaz ağır olmuş.Baba serisini daha izlememiş biri olarak(gururla söylüyorum bunu) hayatım boyunca izlediğim en ağır akan filmdi.Ağır olmasını 2 şeyle bağdaştırmak istedim.1 tanesi sahnelerin insanların aklına işlemesi (filmin sonunda anlıyorsunuz) 2. ise filmin geçtiği yer zaten akıl hastanesi, hani bundan daha bunalım bir yer olamaz sanırsam ve akmayan konuyla beraber filmin önemini yada verdiği mesajı seyircinin aklına kazımak olabilir.133 dakikalık uzanluğa sahip olan bu filmin yaklaşık olarak 110 dakikasında sırf akıl hastanesinden yaşananları izliyorsunuz.Başlangıçtan itibaren ufak ufak gelişmelerle hikaye hazırlanıyor ve bummmm...Son sahneleri eğer burada söylersem, heralde filmi izledikten sonraki tepkiler beni linç etmeye kadar devam edebilir.

Evet yukarda bahsettiğim gibi filmin sonu gerçekten çok ilginç.Aslında filmi ilginç hale getiren 2 şey var; bunlardan biri senaryo, diğeri ise kullanılan karakterlerin özgünlükleri.Şöyle biraz kopya vermem gerekiyorsa eğer, R.P.M'nin en iyi arkadaşı bir kızılderili akıl hastası.Mesela filmin sonunu etkileyen en büyük faktörlerden birisi bu.

Jack Nicholson.İzlediğim en iyi oyuncu oscar'ını almış oyuncular arasında bir sıralama yapmam gerekse; Bu rolle jack baba 2. numaraya oturur ve biraz daha kalkmazdı sanırsam.1975 yılında çekilmiş bu filmi sanırsam bi 20-30 sene daha gelecek kuşak oyunculara nasıl oyunculuk yapılır diye okutmak gerekiyor.Bir oyuncu eğer senaryoya bu kadar dahil olur, bu kadar mimik kullanır, kendine özgü hareketlerini bu kadar benimsetir, konusma sahnelerine kendisini bu kadar adapte ederse heralde ortaya bunlar çıkıyor.Akıl hastanesine, akıl sorunları nedenleriyle kapatılan ve aslında bununla uzaktan yakından alakası olmayan bir adamın rolünü oynatmam gerekirse, bu rolü bu senelerde ancak ve ancak Johnny Depp e veririm, o zamanlardada zaten yönetmen Milos Forman Jack babaya vermiş bu rolü.Tek kelimeyle enfes bir performans Jack babadan.Omuzlarına bütün filmi koymuşlar ama 2 filmlik performans yapmış resmen.

Brad Dourif'in oynadığı Billy Bibbit karakterinden ayrıca ve kısaca bahsetmek istiyorum.Çünkü haksızlık yapmaya gerek yok.Filmin başlarında biraz daha az gözükürken sonlarına doğru Jack baba seviyelerine yaklaşmaya -çalışan- başlayan bir yan rol oynamış.İşlerin karışmaya başlamasında en önemli etken, bitmesine giden yoldada en önemli etken olmuş bir karakter.

Baya uzun bir yazı oldu ama son sözleri söylemek gerekiyor bu film hakkında.Yukardaki yazıyı okuduktan sonra; bu filme aşık olmuş bir izleyici gibi görebilirsiniz beni ama öyle değil.Filmin bana hissettirdiklerini yukarda yazmaya çalıştım ama bunları burada bir kere daha toplamam gerekirse;

Uzunluğu normal olan bir film bana sanki 4 saat gibi geldi.Gerçekten akmayan yada yavas ilerleyen çok film gördüm ben ama bu kadar yavas ilerleyen bir film hiç görmedim.Tamam sürükleyici olmasını bekleyemezsiniz ve birde yukarda bahsettiğim gibi; senaryo, yaşanan ufak olayların üst üste birikimiyle oluşuyor ve zaten sonu öyle bitiyor.Hazır sonu demişken, bu kadar akmayan bir filmin böyle bir sonla biteceği hiç akla gelmezdi? Hayır gayet geliyor.Filmin sonunda bir sahne var ( yazı boyunca spoiler vermedim, burdada istikrarı bozmak istemiyorum) o sahne geldiği anda tamam film burda bitiyor diyorsunuz ama gerçekler öyle değil.Eğer filmi orada bitirmiş olsalardı zaten bu filmi IMDB nin top 100 ünde değil, belki Worst 100 ünde görebilirdik.Gerçekten inanılmazdı.

Daha fazla ne söylenebilir? süper bir son, süper bir hikaye, süper oyuncular ve oyunculuk performansları.Bu tarz bir film daha yapıp, bundan daha iyisi olmayacağının garantisini verebilirim.Çünkü en iyisi zaten yapılmış.

Benim notum; herşeye rağmen, yukarda şikayet ettiğim şeylere rağmen, objektif davranmak istiyorum.Filmi izlediğim anda; bu ne dedirtiyor ama daha sora hikaye yerine oturuyor ve bir anda tutuluyorsunuz. 10/8.8

UnjustLucifer

0 Yorum :