Olmamış Guillermo Arriaga.En son Ameres Perros'u izleyip hayran kalmıştım.Arriaga'nın daha öncelerinde yazdığı; 21 Gram ve Babel filmlerinide izleme fırsatım olmuştu ve özellikle 21 Gram'ın yeri bende hep ayrıdır.Ama bu film için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.Hatta biri çıkıp, kandırdık seni Arriaga'nın bu filmle alakası yok derse oh yaşasın diyebilcek durumdayım.
Filmimiz başlarda çok sıkıcı.Aslında klasik olarak bu tarz filmlerin genel içeriğinden bahsetmeye sevmiyorum ama genede kendimi tutamıyorum.Ufak bilgilerle bu bölümü geçiştirmek istiyorum.Teksas'ta bir adam vurularak öldürülür. Ceset çölün içinde gizli bir yere çok çabuk şekilde gömülür. Ölen kişinin çok yakın dostu ve iş arkadaşı olan Pete Perkins, dostunun katilinin peşine düşer. Şüpelendiği kişi sınır devriyesi olam Mike'dir. Mike'yi kaçırarak dostunun cesedini, defnedildiği yerden çıkarttırır. Bunu yapmaktaki amacı, dostunun istediğini gerçekleştirip cesedi Meksika'daki evinin bahçesine defin etmektir. Melquiades'in cesedi ile Pete ve Mike Meksika sınırına doğru tehlikeli, zorlu bir yolculuk gerçekleşecektir.Ve daha sonra filmin, bu filmden beklenmeyecek kalitede olan sonu...
Hemen kendi yorumlarımla devam edeyim.2 saat 1 dakikada bitiyor film.Ama bir sorun bakalım gerçek süresi o kadar kısa mı? Hayır!..3 saatlik bir dram filmi izlemiş kadar oldum.Yer yer film çok yavaş ilerliyor.Siz biryerden sonra gelecek olan sahne hakkında tahminler yapmaya başlıyorsunuz boşluktan yada gereksiz şeylere takılıyorsunuz.Benzinin rengi niye öyle ?Atlar neden yava gidiyor? Neden 2 kişi 4 at aldı.Efendim işte kayaların şekilleri niye öyle felan diye.
Etkileyen sahnelerden bahsetmek istiyorum.Yolculuğa ara verdiklerin benzin istasyonu gibi bir yerde duraklarlar.Çok ıssız bir yerdir ve uzun süreden beri kimseler uğramıyordur.Yaşı adam gelen bu yabancılarda kendisine bir iyilik yapmalarını ister.Sorduklarında ise '' beni öldürün efendim'' der.Burdan da anlaşılacağı üzere adam yanlızlıktan, yaşlılıktan ve bakımsızlıktan ölmek ister.Bıkmıştır artık.Burası gerçekten baya etkileyici bir sahneydi.
Arkadaşı ölen adamın, arkadaşının ondan istediği yere gömmeye çalışması gerçekten ayrı bir duygusal.Ama kusra bakmayın burada şöyle bir durum yaratmışlar.Hani arkadaşın son isteği yerine getirilir ama baya baya bir abartı olmuş burada.Hani resmen filmin gidişatını, kaderini herşeyini değiştirmişler ve sıkıcı bir yola girmişler bence burada.Senaryosu güzel hani ona laf etmek istemiyorum ama raydan çıkmışlar.Arkadaşlık olgusunu biraz fazla abartmışlar.
En iyi senaryo ödüllü bu filmin bu ödülü nasıl aldıgını bilmiyorum ama T.L Jones amcamızın bunu hak ettiği bir gerçek.Barry Pepper ile birlikte inanılmaz bir 2 li oluşturmuşlar.Gerçekten senaryonun önüne geçmeyi başarmışlar.Arriaga filmlerinde genelde böyle şeyleri görmek zordur.Diğer saydıgımız 21 gram, Babel ve Ameres Perros filmlerinde senaryo ve olaylar hep oyuncuların önüne geçmiştir.Oyuncular sadece kendilerinden beklenen normali sergilemişlerdir.Bu oyuncular Penn,Pitt,Blanchett,Watts olsa bile.
Hazır Arriaga dan bahsetmişken yeri olmamasına rağmen aklıma gelen bişeyi daha aktarmak istiyorum.Yazının bu kısmında aklıma geldi bu tip senaryoları düşünürken.Bende yukarılara tekrar sığdırma çabasına girmek yerine buraya yazayim istedim.The Burning Plain.Kesinlikle yukarıdaki adı geçen filmler kadar iddalı ve usta bir yapım.Onuda blogda geçmiş yazılarda yazdım zaten, kesinlikle izlenmeye değer bir film.
Not olarak 10/7 verdim.Klasiklikten kurtulmaya çalışan bir senaryo.Evet verdiği mesajlar var ama süper bir film değil.Çok yüksek beklentileriniz olmasın.
1 Yorum :
.Bir arkadaş hareketli film diye getirmişti.O da cd ciye sormuş hareketli film varmı diye adam da bu filmi vermiş.filmi beraber izliyoruz ama bekliyoruz hareket gelecek diye.Yok, tık yok filmde
Yorum Gönder