24.12.2009

The Girl With The Dragon Tattoo [2009]

Kitabından uyarlanmış, fakat kitap bestseller olmasına rağmen türkçeye çevrilmemiş ve bu yüzden Türkiyeye gelmemiş.Kitapları sinemaya tercih eden biri olarak beni fazla etkileyen bir durum değil tabiki bu.

Gerilim, gizem ve polisiye dalında yapılmış bir film.Başlarda bir tane gazeteci tanıtıyor film bize.Karakter isimleriyle hatırlanması zor oldugundan dolayı direk betimleme yoluyla daha basit olacak...Gazetecimiz zamanında başarı basamaklarını tırmanmış ama son haber yaptığı olay bir şekilde sahte çıkıyor ve kariyeri bitme noktasına kadar geliyor.Daha sonra ünlü bir zincir markasının kurucusu olan adamla karşılaşıyor.Çok geniş ve büyük bir aile.Bu ailede 40 yıl önce kaybolan bir kız var ortada ve bu katilin bulunması isteniyor.

Geniş bir aile, bir sürü şüpheli,bir sürü ipucu ve yanlız başına bunları başarmaya çalışan bir adam olarak filmin startını veriyoruz.

Sorgulanması gereken şeyler var.Öncelikle gerçekten ilgi çekici bir senaryodan bahsettiğimizi söylemek istiyorum.Hani imrendiğimiz meşhur hollywood senaryolarını söyle elinizin tersiyle bir itekleyin ve sora bu filme geri dönemlim.Öncelikle Lisbeth; sonradan bizim gazetecimizin hayatına giren ve sırrı çözmesine yardım eden hatun; bu kadar istekli olduğunu çözemedim.Tamam gazetecimizin bütün maillerini bilgisayarını kontrol ederken konu bir anda ilgisini çekiyor ve kendiside olaya dahil oluyor ama tek neden ilgisini çekmesi mi ? Bu biraz havada kalan bir parça..

Bunun dışında olayın çözülmesine doğru giden yol süper kurgulanmış.Resim, sadece basit birkaç resimden böylesine iz sürülmesi filme süper bir gerçekçilik ve çekicilik katmış.Daha sonralarda söylemek yerine burda bahsedeyim.2 saat 30 dakikaya yaklaşan bir süresi var.Normalde bir crime/thriller tarzı film için bence biraz uzun bir süre.Ama bu sefer işler değişmiş, buna daha sonra ayrıca değinmek üzere su anda geçiyorum..

Bunun dışında ortada cinayeti araştırılan kızın durumu baya bir karışıklaşıyor.Burasını anlatmam filmin çekiciliği açısından hoş olmaz, ama sahneleri 2 kere izlemeden ben anlayamadım.Normal bir seyirde giderken bir anda ortaya başka bişeylerin daha çıkması ve dikkatin onun üzerine çekiyor ve siz normal olarak ilerleyen gerçekleri sorgulamaya başlıyorsunuz.Orada yakalanması gereken ufak bir ayrıntı war.Ona dikkat etmek gerekiyor, biraz çuval durumları olmuş bu kısımda.

Bunun dışında Elisbeth'in durumu biraz karışık..Lezbiyen bir ilişkisi olmasına rağmen neden bizim gazeteciyle deli gibi yatma isteği oluşuyor bir anda.Filmle direk olarak bağlantısı olmayan bir sahne ama havada kalan ilginç bir sahne olarak dikkat edilmesi gerekebilir.Hani ilk sefer gayet normal oluyor ama 2. sefer çok ilginç oluyor.Bir anda geliyor üstüne çıkarak işini hallederek oradan hızlı adımlarla uzaklaşıyor, niye?

Filmin sonu ise gerçekten çok çok sağlam durmuş.Herşeyden daha güzeli, yapmacık olmaması ve şöyle bir başa doğru gittikçe olayları bir daha kafada bağladıktan sonra tam olarak anlamlandırabiliyorsunuz, açık bir nokta kalmıyor.Saçma gelebilecek, ''şunu önceden bilemedin mi?'' gibilerinden bir açık kalmıyor.Tam anlamıyla filmle beraber sizde hikayeyi çözüyorsunuz ve ne kadar güzel bir film olduğunu işte son 5 dakikaya girerken anlıyorsunuz.

Sonuç olarak bence mutlaka izlenmesi gereken bir film.Bırakın klasik kovalama,thriller,action filmlerini.Adamlar yapmış arkadaş diyorum ve filme saygı gösterisinde bulunuyorum.Notum 10/7.8...

UnjustLucifer

0 Yorum :