9.01.2010

Law Abiding Citizen [2009]

Bir insan final haftasında, cuma günü son sınavından çıkınca ne yapmalı? Tabii ki sinemaya gitmeli. Peki bu insan ben isem ne yapmalıyım? Tabii ki en sevdiğim işi, yalnız başına sinemaya gitmeliyim. Cuma 13.15 seansına, Law Abiding Citizen'e biletimi aldım ve bir elimde patlamış mısırım, diğer elimde çikolatalı capuccino'mla filmimi izlemeye başladım. En küçük salonda, bir liseli yiyişken çift, 4 çalışan, orta yaş bunalımına girmiş kadınla beraber toplam 7 kişiydik. Film haricinde iki ders daha çıkardım. Birincisi, erkekler lafım size; siz, siz olun, sakın film boyunca yiyişip, film bitince; "Aman ne biçim filmdi be! Hiç bir şey anlamadım zaten iğrençti!" diyen kızlarla çıkmayın. İkincisi ise, bir daha böyle ani efektlerle korkutan filmlerde kahve içmeyeceğim! Her işte bir hayır vardır, salon boş olmasıydı muhtemelen çok fena rezil olacaktım çünkü capuccino'mun yarısı hemen yanımda, montumu koyduğum koltuğa döküldü. Bu kadar geyikten sonra filme geçmenin vakti geldi sanırım...

Clyde Shelton (Gerard Butler) kızı ve eşine düşkün, iyi bir aile babasıdır. Evine yapılan bir soygun girişimi sırasında kızı ve eşini gözlerinin önünde kaybeder. Daha sonra soygunu yapan ve cinayeti işleyen 2 kişi bulunur ve bu davaya Philadelphia'da başarılı bir savcı olan Nick Rice (Jamie Foxx) bakar. Nick, soygunculardan biriyle, ötekinin aleyhinde ifade vermesi için anlaşır. Böylece öteki soyguncu idam cezasına çarptırılacakken, anlaştığı soyguncu hafif bir cezayla paçayı yırtacaktır. Ancak Clyde bunun hiç adil olmadığını düşünür ve 10 sene içerisinde kurduğu planlarla sadece intikam almaz, Philadelphia'nın, Amerika Birleşik Devletleri'nin, bütün dünyanın adaletini sorgulamaya başlar. Hemde acımasızca!

İlk bakışta klasik bir intikam filmi olarak gözüküyor. Ama değil, bu film farklı. Senaryosu Kurt Wimmer'a ait, yönetmen de aynı zamanda Italian Job filminin de yönetmeni olan Gary Gray. Hollywood yapımı bu film daha en başından, aileyi tanıma faslını kısa keserek, olaya direkman bir dalış yapıyor ve bizden ilk puanları kazanıyor. Sonrası ise inanılmaz bir kurgu düzenine sahip. Senaryo mükemmel. Ufak tefek hatalar yok değil ama sizi direk içine alıyor ve her sahnede bir sonraki sahneyi merak ediyorsunuz. Ta ki filmin sonuna kadar. Sanıyorum ABD'deki belli başlı makamların tepkisini çekmemek için saçma bir son hazırlamış bize yönetmen Gray. Sonunu çıkarırsak film mükemmel, sonuyla beraber ise çok iyi vakit geçirebileceğiniz bir intikam, aksiyon filmi.

Adalet nedir? Kişiden kişiye göre değişir mi? Herkesin kendine ait bir adaleti mi vardır? Hukuk sistemi bizim iyiliğimiz için mi yoksa kötülüğümüz için midir? Yargıçlar, savcılar gerçekten de sürekli adil midir? Bir insan nasıl psikopata dönüşür? Bir insanın, bir soygunla ölümcül bir katile dönüşmesi mümkün müdür? vs. gibi soruların cevaplarını bu filmde buluyorsunuz.

Buradan sonra okuyacaklarınız spoiler içerebilir, aman dikkat! Filmde belli başlı enfes sahneler var. Mesela, Nick'in kızının çello konseri sahnesiyle, soygunculardan birinin idam sahnesi birleştirilmiş. Çok başarılı. Clyde'ın, yargıca adalet dersi verdiği sahnede enfes. Yargıcın telefonla konuşurken kafasına kurşun yiyip öldüğü sahne işte benim kahvemi döken. Biraz saçma olmuş orası. Clyde'ın hapisteyken oda arkadaşını öldürmesi! Vahşetten haz alan bir insan değilimdir ama Gerard Butler'ın mimiklerini görmeniz lazım, o sahneden inanılmaz bir zevk aldım, eheh. Lakin hepsinin yanında öyle bir son var ki, yani normal şartlarda olması imkansız. Film boyunca Clyde'ı ultra zeki, Nick'i ise onun yanında ezilen olarak empoze ettiler ama sonunda kazanan Nick oldu, ABD oldu. Osman Baydemir'den gereken cevap geldi zaten bu filmin sonuna. Spoiler biter!

Oyunculuklara gelelim. Gerard Butler enfes. Yahşi Batı'da Ozan Güven için söylemiştim. Komedi değil de böyle ağırbaşlılık daha çok yakışıyor ona. Gerard Butler'a da öyle. Bu film mükemmel gitmiş ona. Rolünün hakkını vermiş Brit oyuncu. Mimikleriyle, hareketleriyle, aksanıyla gerçekten iyi iş becermiş. Jamie Foxx'ta sırıtmamış onun yanında. Onun kadar olmasa da o da işi görecek kadar oynamış. Oyunculuk bakımından fazla kusur bulmak zor.

Biraz Punisher, her hamlesinde bir sonraki hamlesini çoktan düşünmüş, kurgulamış bir Clyde izlediğimiz için biraz Saw, biraz Dark Knight'taki Joker, Prison Break'teki Scofield, özünde iyi bir insan olan ama şartlar cinayet işlemesini gerektiren bir insan olmasını sağlayan olarak biraz Dexter bulabiliyorsunuz filmde. Sonunu çok daha iyi yapabilirlerdi dediğim gibi ama buna rağmen yinede iyi film. Özellikle son aylarda fazla kaliteli film çıkmıyorken. Kaçırmayın derim. 7/10

Beercholic

0 Yorum :