18.03.2010

Shutter Island [2010]

''Bu nasıl bir filmdi?'',''Abi bırak gitme boşuna zaten hiçbirşey anlamıyorsun...'' tarzında söyleyişler duyuyorsanız, bilin ki bu insanların filmlere yaklaşma açıları sizinkinden farklıdır ve siz gerçek bir sinema izleyicisisinizdir.Panik yapmayın boşuna çünkü nasolsa çoğumuz bu filmi %100 olarak anlayamayacağız.

Dennis Lehane'nin (daha önceleri gone baby, gone ve mystic river) kitabından uyarlanmış ve Scorsese'nin elinden çıkan bir film.Hemen başta belirtmem gerekiyor ki , The Silence of the Lambs filminden beri izlediğim en güzel psikolojik-Gerilim tarzı yapım buydu. 138 dakika boyunca sizi esir alacak bir film hakkında konuşmaya artık hazırız. Daniels ve Chuck, Shutter Island denilern bir adaya gider. Mahkumlardan biri kaybolmuştur ve amaçları bu olayı çözmektir. Tabi adada başlarına geleceklerden haberleri yoktur.Olaylar çok karışık bir sırada birbirini izler ve ortalık bir güzel karışır.Bizede ancak böyle bir filmi izlemek kalır!

Filmi analiz ederek buraya dökmek gerçekten çok zor ve imkansız.Çok basit bir açıdan bakmak istersek, tam olarak anlamadığınız bir filmi nasıl anlayacaksınız ki? Ama bazı noktalara dikkat çekmek gerekiyor mesela;

Filmin başlarında adaya girerken Leo ve ortağından silahlarını çıkartması isteniyor.Bu sahnede dikkatlice görüyoruz ki, Ruffalo silahını çıkartırken baya bir zorlanıyor ama silahlar aynı.İlerleyen sahnelerde bir bakıyoruz ki leo'nun silahı sahteymiş.Mesela buradan anlıyoruz ki Kingsley, Leo'nun silahı hakkında yalan söylüyor.

Bunun dışında asıl hikaye parçasını oluşturan kızın ayakkabısız olarak kaçtığı söyleniyor.O halde neden leo sabah mağrada uyandıgı sırada kızın ayağında ayakkabılar var?

Bunun dışında tam olarak hatırlamadığım ama anımsadığım sahnelerden birtanesi, çocukların yemek masasında polis gelmeden önce bir yemek gibi beklendiğinden bahsediliyor ama polis geldiğinde cocuklar yemek masasında değillerken resimlerini leo'ya gösteriyor? Ne iş? Kim onları oraya koydu yada resimler ne zaman çekildi?

Daha birçok simgesel ve olaysal olarak gizemin barındığı filmi izlemeniz gerekiyor.Sadece içinde neler barındırdığını ve kendi adıma çözemediğim birtakım olayları burada paylaşmak istedim sadece.Bunların dışında biraz filmin genelinden bahsetmek ve daha sonra final paragrafına çekmek istiyorum.

Film daha başlarken sizi esir alacağını belli ediyor.Shutter Island'a ilk yanaşma anında ne kadar kasvetli bir ada yaratmışlar.İlk girişte '' Welcome to Shutter Island'' diyen gardiyan görevlisiyle bütün hikaye başlıyor.Kamera efektleri ve ışık inanılmaz ayarlanmış.Bazı sahnelerde sanki sizde o an oradaymışçasına heycanlanıyorsunuz ve bu duyguyu yaşıyorsunuz.E tabi durum böyle oluncada film sizi esir alıyor.Kabul etmek gerekiyor ki yer yer dialoglar biraz fazla uzatılmış ve konu bazı bölümlerde durağan bir şekilde ilerliyor.Buralarda biraz sıkılıyorsunuz ama filmin sonunu tahmin edemediğinizden ve olay sırasında birçok ipucu yakalamaya çalıştığınızdan fazla hissedilmiyor.Filmin müzikleri ise diğer bir dikkate değer unsur olmuş..

Di Caprio'yu çok beğendim filmde.İlk önce inanamadım acaba gerçekten bu izlediğim oyuncu Di Caprio mu diye ama daha sonralarında idrak edebildim.Kendini role iyi kaptırmış ve bize o anki hislerini çok iyi yansıtmayı başarmış.Oscar seviyesinde bir performanstan bahsediyorum burada.Mimiklerini çok iyi kullanarak sizide o anki hissiyatsız yada korkutucu anı yaşatmayı başarıyor.

İşte geldik en karışık bölüme, biraz aklınızı karıştırmak istiyorum.Kendimce film hakkında 2 tane teori yazdım.Acaba gerçekler neler olabilir diye?

1.Teddy 2 yıldır gerçekten bu adada ve gerçekten kendi karısını öldürdü.Evet buraya kadar güzel, devam edelim tedavi olmaya çalışıyor.Partneri gerçekten onun doktoru olduğunu düşünelim.Ama şöyle bir durum var bence, öyle bir mental tedavi uyguluyorlar ki, kendisine asla bu adadan bir daha geri dönemeyeceği hissiyatine kapılıyor.Şöyle biraz daha açalım bunu, uygulanan tedavi tamamen beyniyle alakalı.Verdikleri ilaçlar, efendim tedavi şekilleri sayesinde onu bu adadan ayrılamayacağına inandırarak tedavi etmeye çalışıyorlar.

2.Teddy gerçekten bu adaya partneriyle beraber geldi ve partneri gerçekten bu adada daha önceden çalışıyordu.Sadece gerçek hayatta kendisine eşlik ediyordu.Mağarada gördüğü hatunnun ona söylediklerinden yola çıkarak, bu adadakiler, daha önceden insanlar hakkında herşeyi biliyorlardı.İşte daha sonra aldığı haplar, kahve, sigaralara hepsine birtakım kimyasallar koyarak onları bir deneye tabi tutuyorlar.İşte filmin sonunda gene Chuck ile karşılaşmasında birşey anlaşılıyor ki beyni %100 olarak bu deneye tabi tutulamamış ve bu adadan ayrılamayacağını gene kafaya koymuş.

Benim düşüncelerim başta bunlardı ama daha sonra anlıyorsunuz ki filmin bu tarz 2 teoriyle alakası yok..Tek kelimeyle mükemmel yapılmış ve kurgulanmış bir film izledim ve gerçek ile sanal arasındaki bağlantıyı kurmaya bu denli uğraştım.Mutlaka izlenmesi gereken bir film.İzledikten sonra, insanlarla tartışmaya çalıştığım zaman herkezin söylediği şeyler genelde bir payda altında toplandı.''Sonu olmamış'' İyide filmin sonu yok ki zaten, tamamen seyircinin zekasına yada daha çok yorumuna bırakılmış desek doğru olur.Filmde geçen objeleri, ipuçlarını toplayarak parçaları kendin birleştirip bir son ayarliycaksın.Aranan özellik benim için bir filmde budur.Size buraya 5 sayfa boyunca sonu daha baştan belli olan filmleri yazarım ama kitap misali olmalı biraz.İzlerken filmin içinde kaybolman da gerekiyor aynı zamanda sonunuda olağandışılık ögesini bolcana eklediğin zaman ortaya böyle bir film çıkıyor, başarılı...Notum 10/8.3

UnjustLucifer

0 Yorum :