Rain Man gibi bir film yapılmadan önce insanların otistiklere bakış açısı oldukça farklı idi ancak filmin yazarından yönetmenine oyuncusundan yapımcısına kadar efsane kadro bir araya geldiğinde belkide kimse dünya tarihi için böylesine önemli bir film beklemiyordu. Film yapıldı ve bitti ve o sene en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen, en iyi orjinal senaryo ve en iyi film dallarında belkide oscarların en önemli 4 ödülünü alan Rain Man, bir anda tün dünyanın ilgi odağı oluverdi. Hakedilmiş ve emek harcanarak elde edilmiş bir övgüydü bu aslında ve tüm ekip filmin başarısını en mütevazi gülücüklerle karşılıyorlardı. Önemli filmler her zaman genel yargıları yıkan ve izleyiciyi düşünmeye sevkeden filmlerdir. Bu filmde onlardan biriydi ve insanlar Dustin Hoffman’ın muhteşem otistik rolünden sonra bu hastalığa yakalanan insanların geri zekalı olmadıklarını aksine çoğunun muhteşem bir zekaya sahip olduğu gerçeğini kavradılar işte bu açıdan da film sinema tarihi için oldukça önemlidir.
Los Angeles’ta ithal araba satıcısı olan Charlie ( Tom Cruise ) son derece bencil ve üçkağıtçı bir adamdır yıllardır görmediği babasının öldüğünü ve 3 milyon dolarlık mirasını daha önce hiç görmediği abisi Raymond ( Dustin Hoffman )’a bıraktığını öğrenir ve paraya sahip olabilmek için abisini bulmak için yola çıkar ve özel bakım kliniğinde otistik bir dahi olarak yaşayan, kesinlikle dünyanın tehlikeli bir yer olduğunun farkında olmayan Raymond’u bulur, kaçırır ve onunla çok uzun bir yolculuğa çıkar. Amacı en azından paranın bir kısmına sahip olmaktır. Raymond’un alışkanlıkları ile çileden çıksa da zamanla abisini çok sevmeye başlar ve bu uzun araba yolculuğundan sonra kendisinin nasıl bir insan olduğunu anlar ve geçmişi ile hesaplaşmaya başlar.
Yerine göre drama yerine göre komedi öğelerini içeren film baştan sona izleyiciye sürekli birşeyler verme çabası içindedir ve bunu izleyiciye baskı yaparak değil tamamen masum bir otistiğin dilinden anlatması filmin izleyicinin gözünde kabuledilebilirliği açısından oldukça önemlidir. Özellikle yol hikayelerinin anlatıldığı her film gibi bu film için de hüzünlü bir film yakıştırması yapmamız sanıyorum yanlış olmaz ancak bu hüzünlü arka planın yanında muhteşem bir insanlık dersinin yattığı Rain Man, bunca ödülü anlattığı konunun akıcılığı ve birbirine olan uyumu sayesinde elde ettiği su götürmez bir gerçeklik.
Özellikle felsefi açıdan ele alındığında temelinde insan sevgisi barındıran bir film olan Rain Man bu konudaki en güzel örneğini Charlie’nin abisine, filmin başlarında tamamen çıkara dayalı bakışını onu tanıdıkça filmin sonlarına doğru gerçek bir sevgiye dönüştürmesi ile gösteriyor yani buradan çıkarılacak sonuç her hangi bir nedenden, kültürel etkileşimden, aile yaşantısından ya da çevresel faktörlerden dolayı özellikle sevginin nasıl birşey olduğunu kavrayamayan insanlara sevme ve sevilme şansı verildiğinde, onlarında yoksun olduğu bu duyguya çok çabuk bir biçimde adapte olabileceğini gösteriyor. Tabi filmin ana teması sevgi olduğu için sevgiden örnek vermek istedim ancak bu bahsettiğim olay şüphesiz ki sadece sevgi için geçerli değildir.
Bir bebeği izlediğinizde onun masum ve karşılıksız sevgisini gördüğünüzde hissettiğiniz tüm duyguları Dustin Hoffman’ın oyunculuğunu izlerkende hissedeceksiniz ve insanların aslında kötü doğmadığını daha sonradan kötüleşmeye başladığını farkedeceksiniz çünkü Raymond filmde yürüyebilen, yerine göre konuşabilen ve muhteşem bir hafıza ve zekaya sahip olan bir bebekten farksız. Böylesine muhteşem bir oyunculuk her ne kadar kabiliyet işi olsa da Dustin Hoffman’ın bu rol öncesi birkaç ay sürekli otistik çocukların yaşadığı bir kliğine gidip onlarla kalıp onları gözlemlemesi de bu roldeki başarısındaki başkaa bir neden. Zaten rolüne öncesinden çalışmaya başlaması Hoffman’ın işine ne kadar profesyonel baktığı ve ne kadar saygı duyduğunun en önemli göstergesi.
4 Dalda oscar alan ve toplam 8 dalda ödüllere aday olan Rain Man filmi, Avrupa’da birçok oyunculuk okulunda halen ders olarak gösterilmektedir. Rain Man, 1988 yılına göre oldukça büyük bir bütçe ile çekilmesine rağmen ( 25 milyon dolar ) gişede elde ettiği 172 milyon dolarlık bir hasılat ile yapımcıların yüzünü güldürse de onlar için asıl gurur sinema tarihi için böylesine önemli bir filme imza atmış olmanın gururudur. Her yaştan izleyicinin izlemesi gereken ders niteliğindeki bu filmi sevginin daha da önemlisi karşılıksız sevginin nasıl birşey olduğunu anlamamız için tekrar tekrar izlememiz gereken bir yapım. 1988 yılındaki popüleritesinden hiçbirşey kaybetmeyen film, sevgi var olduğu sürece her daim var olacaktır
0 Yorum :
Yorum Gönder