26.10.2010

Forrest Gump [1994]

“Mama always said "Life is like a box of chocolates: You never know what you're gonna get". ( Annem, hayatın her zaman bir kutu çikolataya benzediğini söylerdi,içinden ne çıkacağını hiç bir zaman bilemezsin ) Amerikan film enstitüsünün seçtiği 100 yılda 100 ünlü söz yarışmasında 40. sırayı alan bu meşhur söz iq seviyesi 75 olan bir adamın ağzından dökülen sözlerden başka birşey değildi. Aslında bu sözlerde anlatılan şey olan masumiyetin ve sevginin filmi Forrest Gump, gelmiş geçmiş tüm zamanların en iyi filmleri arasında gösteriliyor. İnsanların, izleyicilerin bu filme gösterdiği saygı, aslında sevgiye ve masumiyete gösterdikleri saygıdan ve yine sevginin, iyi niyetin ve masumiyetin yok olmadığına gösterdikleri inanç ile eşdeğerdir.

Burada bir Tom Hanks faktörü var, dünya sinemasına damga vurmuş filmlerin çoğunda onu oyuncu olarak görebilirsiniz örneğin Forrest Gump, The Green Mile, Catch Me if You Can gibi üst düzey filmlerde oyuncu olarak ve yine bunlar gibi sayısız filmde kamera arkasında rol alarak adını çoktan dünya sinemasına altın harflerle yazdırmış bu büyük aktör aslında önüne gelen şansları, fırsatı varsa mutlaka değerlendirdiği için, bugün en büyük aktörler arasında yer alıyor. Halbuki ne The Green Mile ne de Forrest Gump filmlerinde başrol için ilk düşünülen kişi o değildi tıpkı bu film için ilk düşünülen yönetmenin Robert Zemeckis olmadığı gibi. Örneğin Forrest Gump için ilk olarak John Travolta düşünülmüş ancak ünlü aktör rolü reddedince bu büyük rol Tom Hanks’e verilmiş ve Hanks bu filmde gösterdiği muhteşem bir oyunculuk performansı ile oscarı almış üstüne üstlük sinema varolduğu sürece var olacak böylesine muhteşem bir filmin kadrosuna adını yazdırmış ve bu filmden sonra John Travolta ise bu rolü reddetmenin çok büyük bir hata olduğunu kabul etmiş.

Filmin konusundan ya da ne anlattığından bahsetmek istemiyorum çünkü varsayıyorum ki bu yazıyı okuyan sizler şimdiye kadar bu filmi mutlaka izlemişsinizdir ki bu siteyi de bulduğunuza göre az ya da çok sinema ile ilginiz vardır o yüzden ben bu yazıda film ile ilgili herkesin bildiklerini değilde kimsenin bilmediklerini paylaşmak istiyorum.

Film,1986 yılında Winston Groom tarafından yazılan bir romana dayanmakta. Ancak filmde asıl yoğunlaşılan konu, romanın ilk 11 bölümü. Buradan yola çıkarak filmin roman ile birebir uyuşmadığını, buna rağmen ortaya muhteşem bir eser çıktığını belirtmek istiyorum. Ancak yine de bu yapımın bu kadar başarılı olmasının altında yatan sebebler sadece muhteşem bir konu ya da muhteşem bir oyunculuk değil ayrıca muhteşem bir finansal planlamadır.Film, 6 Temmuz 1994 yılında Amerika’da 1595 sinemada gösterime girmiş ve ilk hafta 24 milyon dolarlık bir gişe hasılatı elde etmiştir bunun üzerine Jeffrey Hilton filmin yazarı ve motion pictures’ın finans danışmanı filmin reklamına ayrılan bütçeyi iki katına çıkarmayı tavsiye etmiş ve yapılan bu reklamlar sayesinde film 50 milyon dolarlık çekim harcamalarına nazaran 677 milyon dolarlık bir gişe hasılatı elde etmiş ve Amerika’da 23. tüm dünyada ise 43. en iyi gişe hasılatını yapan film ünvanını kazanmış. Bu ekonomik başarının yanısıra 13 dalda oscara aday olup bu adaylıkların 6 tanesini de kazanması ve bunun yanında Saturn ödülleri başta olmak üzere birçok kuruluşun ödüllerini dev adaylıklarını da alan film bu başarılara dayanarak adını dünya sinema tarihine yazdırmış.

Filmde anlatılan konu ise Rain Man filmindeki Raymond tarzı, ondan biraz daha olayların farkında olan ancak iq seviyesi yüzünden sürekli gerizekalı muhamelesi yapılan bir adamın başından geçen çoğu zaman fantastik olayları konu alan ama her konunun sonunda kendi çıkarsız sevgisinin kazandığı bir öyküler bütünü diyebiliriz bu film için. İzlememek kesinlikle çok çok büyük bir kayıp olur...

0 Yorum :