Bir bakışla biraz önce türkiye sinema tarihinin başlangıcı olan filmi bir kere daha izledim.Geçenlerde ünlü oyuncuların katıldığı bir program izlemiştim.Türk sinemasının en iyi filmleri, tekrardan başlaması, unutulmayanları gibi konulardan bahsedilirken kendi kendime bende düşündüm.Eşkiya.1996 yapım olan bu filmi sinemada izlemiştim ama 1996 yılında 8 yaşında oldugum hatırlanırsa, su anda filmi anımsamamak gayet normaldi.Bende tekrar izlemek istedim ve biraz önce bitirdim.Aslında türk sinemasının güçlendiği ve gerçekten başladığı film olarak Muhsin Bey kabul ediliyor.O filmide indirdim ve izliycem.
Daha sonralarında ortalık biraz karıştı açıkçası.2000 li yıllara yaklaştıkca düzen bozuldu.Kalitesi iyi olanlar ve sırf yapılmış olması için yapılan birsürü film çıktı ortaya.Kahbe Bizans, Abuzer kadayıf gibi filmler çok gereksiz kaldı.Ama son zamanlarda ki bu son zamanlar dediğim süreç 2005 den zamanımıza uzanıyor.Devrim arabaları, kabadayı, babam ve oğlum, son ders, sınav ve su anda hatırlamadığım bir sürü kaliteli ve artık bişeye benzeyen yapımlar geldi.Tabi bunların arasında çürükler yok değil miydi, evet vardı ama artık kalitenin arttığı bir zamandayız ve bu çok sevindirici.Daha fazla açılmadan hemen filmimize geri dönelim.
30 yıllık ''içeri'' deneyiminden sonra Baran (eşkiya) dışarı çıkıyor.İçerde kalmasının bazı nedenleri var tabiki ve bunları açığa kavuşturup, daha sonrada sevdiği kadını bulmak istiyor.Hikayemiz burada Uğur Yücelin oynadığı inanılmaz rolle kesişiyor.Bundan sonra olaylar biraz daha karışmaya başlıyor.Bir yandan ona kazık atanları bulmaya çalışırken bir yandan da yeni arkadaşının başındaki belalarla savaşmaya başlıyor.
Inanılmaz mesajlar var filmde.Özellikle kendisini kazıklayan ve daha sonralarında o zamanın en zengin insanlarından biri olan arkadaşıyla konusma sahnesi tek kelimeyle inanılmaz.Bu tür dialogları bir daha bulmak neredeyse imkansız gibi.Duygu yüklü sahnelerin dozu inanılmaz bir şekilde ayarlanmış ve bu seyirciye süper bir şekilde yansıtılmış.
Başlarda salakmış gibi davranan ve daha sonralarında eski hayatına geri dönmek zorunda kalan Şener Şen'e ne demek gerekiyor.Şu filmi izleyen bir izleyici, izledikten sonra şener şen hakkında acaba neler düşünebilir.Gerçekten söylüyorum, türküm diye filmi kollamak yada rakipsiz kılmak değil amacım ama, Şener Şen'in oynadığı rol, zamanında oscar alan oyuncular kadar iyiydi.Filmle beraber resmen bütünleşmiş bir rol.O zamanlar konusunda süper bilgim yok açıkçası.Sadece izlediğim filmler, büyüklerimin anlattıkları ve izlediklerimden çıkarım yaparak söylüyorum ki, daha iyisi olamazdı.Uğur Yücel'i sakın hafife almayın ama.Şener Şen'in altında ezilmesini beklerdik normalde.Ama en az onun kadar kendisini göstermiş ve filmde kendine unutulmaz bir yer edinmiş.Oyunculuklar harika.
Söylenmesi gereken herşeyi söylemiş gibi hissediyorum kendimi.Bunun üstüne ne denebilir ki.96 yılının tarihini bize yansıtıyor.Sevmek ve insan olmak arasındaki bağlantıyı bize yansıtıyor.O zamanlardaki eşkiya kavramını bize anlatıyor.Filmin sonuda, kendisi kadar başarılı.Ve dahası.Mutlaka izlenmesi gereken bir film.En ufak bir sahnesini bile hatırlamakta zorluk çekiyorsanız mutlaka tekrar izlemeniz gerekiyor.Notum 10/8.5 ....
UnjustLucifer
0 Yorum :
Yorum Gönder