25.11.2009

One Hour Photo [2002]

Blogta son yazılan filmler belli, isimleri oyuncuları felan belli.Ben kusursuzu aramıyorum ama zevk veren filmleri tercih ederim herzaman.Son zamanlarda izlediğim en ''komple'' filmdi.En iyisi demiyorum, mükemmel, kusursuz demiyorum, sadece en komple film olanıydı.Nedenlerini açıklamaya çalışayim;

Bir fotografçımız var, yıllardır bu işi yapıyor ve insanların fotolarını basıyor.Tek sorun takıntılı olması.Sevimli bir aileye aşırı derecede takıntısı var.Bu takıntısı evin erkeği Will'e karşı olan takıntısından kaynaklanıyor.Elindekileri hak etmediğini düşünüyor ve iş biraz daha normal seyrinden çıkarak thriller tarzına dönüyor...

Filmi açtığınız andan son ana kadar film sizi götürüyor zaten.Bu sefer kendime ters bişey yapıp, film hakkında internette yazılanları okuduktan sonra izlemeye başladım.Herkez filmin akmadığını, çok yawaş ve sıkıcı oldugundan bahsetmişler.Sanırsam ben bu insanlarla aynı filmi izlemedim,onlar artık ne izlediler bilemiyorum.Olaylar yavaş yavaş gelişiyor.Tamam kabul ediyorum, normal seyir çok çabuk değişiyor ve siz o değişime bir anda adapte olamıyorsunuz.Normal seyirde giderken filmde ufak bir kopma noktası var.Neyse ki kayıp sadece bir 5 dakika ile sınırlı kalıyor ve siz filmin keyfini yaşamaya devam ediyorsunuz.

Fotocumuzun ruh halini inanılmaz yansıtmışlar.Tabi bu konuyu açmışken önce R.Williams'a değinmek gerekiyor.Bana bir oyuncu söyleyin, süper oyunculuk kalitesi olsun ama filmleri gereken ilgiyi görememiş olsun desem, Williams bu isimlerin başında gelir bence.Jumanji, The fisher King, Cut gibi filmlerde inanılmaz roller yapmış ama bence gereken ilgiyi görememişti.İşte bu filmde onlardan biri.Kendi dünyasında, sadece işine konsantre gibi gözüken bir adamdan bahsediyoruz.İşini kusursuz olarak yapmaya çalışıyor.Ama biraz takıntılı aynen yukarıda bahsettiğim gibi.Bir ailenin sürekli resimlerini basıyor ama yolunda gitmeyen bişeylerin oldugunun oda farkında ve işte kovulmasıyla buna bir son vermeye kararlı.Zaten işte kovulmasıyla beraber film ve Williams başka bir boyuta geçiyor ve kendi üstüne koyarak ilerliyor.

Çok ilginç şekilde filmdeki resimlerden bahsetmek istiyorum sizlere.Mavi ve tonlarının kullanıldığı, yeryer açık kahverengine dönen, ama ağırlıklı olarak bu 2 renkten bahsedebilceğimiz bir film.Filmlerde normalde renk tonlarının uyumunu aramak hani artık bulupta kıllısını istemek gibi bişey, ama göze o kadar hoş geliyorki.SY'nin çalıştığı mekanların tamamında açık renkler, ailemizin oldugu sahnelerde ise çoğunlukla kahverengi ve birz daha koyu tonların kullanılması inanılmaz olmuş.Göze gerçekten hoş geliyor, göze sokulmamış ama izleyiciden farkedilmesi istenmiş.

Bunun dışında koca filmde sorgulanması gereken bir tane, evet sadece 1 tane ayrıntı sunmak istiyorum sizlere.Normalde kırık olan araba camının 1 sahnede bir anda normale dönmesinin dışında, neden sadece foto dan sorumlu olan bir çalışanda, bıçak dolabının anahtarı olur ki.Biraz saçma gelmedi mi size de?

Gereksiz şiddetden uzak, gereksiz dialoglardan uzak bir film izledim.Williams'ın muhteşem oyunculuğu; başlarda sakin olan ve daha sonlar olaylar geliştikçe sakinliğinin arkasına konusma tarzıyla beraber nefretini saklayan ve daha sonra sadece, her normal insanın yapabilceği kalitede bir plan kurarak, işleri yoluna koyma çabası gerçekten süperdi.Kendisini bir kere daha alkışlıyorum.Filmin sonuda mükemmel bitmiş.Biraz düşündürücü bittiğini söyleyebilirim lakin alakayı kuramamış olma olasılığınızda var ama en azından burada bile klişeden kaçılmış.Tam bitmesi gereken yerde bitmiş, gereksiz uzatmalara gitmemişler.

İzlemeniz gereken bir film.Klişe olmayan bir konu, süper bir oyunculuk, inanılmaz renk uyumu ve mekanlar.Notum 10/7.5

UnjustLucifer

0 Yorum :