Korku türünü fazla sevmem ve haz almam. Şu son haftada izlediim 2 filmle beraber korku sinemasının gerçekten ne olduğunu anlamaya başladım. Hani biz küçüklere deriz ya, evladım bunu yapma ayıp. Şunu şöyle yap yoksa ayıp gibilerinden, bunlarda o büyüdükten sora hep öyle kalır ve refleks haline gelir. Aynen benim korku sinemasıyla olan ilişkimde meğersem bu hale gelmiş. Geçmişte izlediğim ne oldugu belirsiz filmler, hayaletler yok efendim ortada dolaşan ruhlar.. Bir belirip bir kaybolan hikayeler.. İşte gerçek korku karşınızda duruyor...
Bu zamana kadar izlediklerimin arasında ilk 5 e rahatlıkla girebilir hem konusu hem senaryosuyla.
Hemen oyuncularla başlıyorum. Diğer 2 sini hiç tanımadığımdan dolayı Vinny Jones demek istiyorum. Her 3 ü de ayrı ayrı süper oyunculuk sergilemiş ama nedense piskopat rollerde Vinny Jones çok ayrı bir tat veriyor. Gerek duruşu, gerek oynama tarzı ile. Role bence süper oturmuş, gerek kalıbıyla gerek kaslı vucuduyla süper duruyor kasap rolünde..
- Azcık Spoiler İçerir -
Ve asıl olayımıza geliyoruz.Senaryo. Korku sineması dendiği zaman ortaya sürekli korku öğeleri konuluyor genelde.Başlardada bahsettiğim gibi yok ruhlar efendim, yok havada uçak kaçan insanlar bla bla. Bu seferki korku sineması üstüne thriller tarzı bir bakış açısı olmuş ve gayet tutmuş. Filmde bir hikaye var. Bir oluşum içindesiniz, mesela ben kendime çokça sorum ulan bu adam neden bu kadar insanı öldürüyor. Sorun nedir yada filmin sonu nereye varacak. Sora sorular içinde boğuluyorsunuz, acaba bunlar seçilmiş adam mı ? Bu bir seri cinayet mi ? Ama ondan sora gazteler kendilerini ele veriyor. Yıllardan beri devam eden bir iş olduğunu anlıyorsunuz bu davanın ve filmin sonuna kendinizi saklıyorsunuz ve burda tabiki bahsetmeyeceğim şekilde filmin sonunda işler çözülüyor.
Biraz ufak aksaklıklardan bahsetmek istiyorum. Neredeyse %90 ı gerçek hayatla ölçüşen filmin ben bu şekilde bitmesini beklerken bir anda sci-fi tarzına döndü. Hani adam almış, ne güzel temizlemiş felan derken bir anda gerçek dışılığa geçti. Ama genede takdir etmek istiyorum ki, eğer bu geçişi yapmamış olsaladır, kimse cesetlerin nasıl ortadan yok olduğunu açıklayamazdı...
Biraz karanlık bir film olmasından dolayı bazen izlenilebilirlik düşmüş bence, bunuda eklemeden edemedim. Son olarak yazıma bir arkadaşımın alıntılarıyla bitirmek istiyorum. Film yorumlamasından önce sırf bunu yapmaktan kendimi alıkoyamayacağım için, başkasının yorumlarını okumayı sevmiyorum.
- Azcık Spoiler İçerir -
Not: Filmin ismi bir çok yerde "Meat (et)" değil de "Meet (buluşma)" olarak yazılmış, öyle zannediliyor. İndirdiğim DVD'nin isminde bile "The Midnight Meet Train" yazıyor, ilginç bir şekilde. Aslında filmi hiç izlemeyip sadece isim olarak düşününce "meet" daha mantıklı geliyor tabii ama filmi izleyince olayı anlayabiliyorsunuz.
Sonuç: filme giderimde, izlerimde babalar gibi. Gerçekten güzel bir film olmuş.Kutlamak gerekiyor bir notum olsa, bu zamana kadar izlediğim korku filmlerini baz alarak vermek zorunda olsam 10/8.5 verirdim
0 Yorum :
Yorum Gönder