22.07.2009

The Notebook [2004]


İzlediğim güzel aşk filmlerinden birisi. Kız arkadaşın ile izlediğinde daha bi güzel olacağını düşündüğüm film. Ne yalan söyleyeyim ağladım bu aralar zaten dokunsan ağlayacak moddayım bu filmde üstüne geldi iyi de oldu. Aslında ilk bakışta zengin kız-fakir oğlan modunda bir film olduğunu düşününler sıkılıp hemen kapatabilirler ama onlara tavsiyem sonuna kadar izlemeleri olacak. Bazı mantık hataları var tabi filmde. Film, İkinci Dünya Savaşı dönemlerini anlatıyor ve kızla erkek sokak ortasında, dükkan önünde, sokak aralarında kısaca her yerde sevişiyorlar bu detayı atlamış olmalılar. Diğer gözüme çarpan şeyde pek mantık hatası gibi gelmesede zengin bir kızın hemşirelik yapması oldu, sonra gönüllü olarak yapıyordur herhalde dedim. Gerçi orada birini bulacak ya ondan hemşire oldu dedim. Aslında filmi izledikçe bir sonraki sahnede neler olabileceğini tahmin ediyorsunuz buna rağmen sıkmayan ve kendine bağlayan bir film. Filmin en beğendim sahnesi Noah ile Allie'nin gölde sandalla çıktığı gezi sahnesi oldu. Filmin sonu yerine orada daha çok duygulanmıştım. Neyse fazla uzatmayalım işte alıp izlerseniz paranıza yazık olmayacağından eminim.

Nerde okuduğumu hatırlamıyordumda film için Britney Spears'a zamanında teklif götürülmüş o da kabul etmemiş. Allahtan kabul etmemiş böyle güzel bir filmin içine ederdi. Zaten bu filmi güzel kılan şeylerden biri de tanınmamış yüzlerin oynaması oldu bence. Heleki eski türk filmlerini sevenler bu filme bayılacaktır. Film hakkında çok şey yazardımda daha fazla spoiler vermek istemiyorum. Yine yazıyı güzel bir replikle kapatayım;

- how much time do we have?
- i'm not sure. last time it was no more than five minutes.

Zekeriya Randolph

0 Yorum :