Düşündüm de en son ne zaman sinemaya gidip, o dar koltuklara oturupta bacaklarıma giren ağrıları hissettim diye? The Dark Knight..Evet sinemada son izlediğim filmdi.Bugün bir fırsat bulup sinemaya gittim.Sandım ki Johnny Depp'in oynadığı film beni gene etkiler, eve mutlu mutlu dönerim diye.Ama olmadı.Zaten olamazmışta.
Filmi anlatmaya şöyle başlayalım.1930 lu yıllarda Amerikada ortalığı kasıp kavuran bir gansterimiz var ve adı John Dillinger.Herzaman olduğu gibi gansterleri yakalamak gene iyi adamların işidir ve bu iyi adamda Melvin Purvis.Bizim gansterimiz sürekli bankaları soyuyor, hapse giriyor çıkıyor.Güzel bir abla buluyor ve kendisine ''sevgili'' olarak atama yapıyor.Ama bir yerden sora işler değişiyor.Dillinger'in işleri çıkmaza giriyor ve sonrası.
Senaryomuz kısacası biraz zorlama olmuş.140 dakika mı ? Evet evet, film tam 140 dakika ve bu filmi hiçte profesyonel olmayan bir movie maker programıyla 2 saat yada .150 cıvarlarında bitirebiliriz.Biraz fazla abartı gibi geliyor ama aynen öyle.Olayların tıkandığı bir sahne varki gansterimizin son kez hapisten kaçmasıyla başlayan olaylar.İşte bu -şu anda bahsedemiyceğim- olaylar bittiği anda film sizi kocaman bir deliğe itiyor ve can çekişmeye başlıyorsunuz.Ne olsun ? Ne olacak? gibi sorularla kafayı yiyorsunuz derken filmin sonu geliyor.Evet gerçekten güzel bir son yapmışlar.Gerek diyaloglarıyla, gerek çekimleriyle güzel bir son yapmışlar tamam burda haklarını yemiyoruz ama ah o arada kaybolup gitmeler yok mu beni öldürüyor filmleri izlerken.
Film hakkında söylenecek fazla şey yok aslında.Ana başlıklar halinde sıralamak gerekirse, ben bu filmde American Ganster filminde bulduğum doğallığı yakalayamadım.Ateş etme sahnelerinde kamerayı o kadar fazla dolaştırmışlar ki aman allahım.Kurşun nerden nereye gidiyor, kim kime nerden ateş ediyor..Tam bir kaos yaşamışlar ve burda biraz modern teknikleri kullancaz diye dağıtmışlar.Mesela ben bu tarz bir filmde kurşunun namludan çıkarak hedefe doğru gidişini izlemek istemem...Mekanlar felan biraz sunu geldi bana ama film müzikleri, kıyafetler ve kullanılan araç gereçler gerçekten tam oturmuş.
Oyuncular.Johnny Depp'i izlemek büyük keyif benim için.Gerçekten inanılmaz bir oyuncu.Eğer ölçütlerimiz oscar adaylıkları yada kazanılan oscarlarsa ki -benim kesinlikle değil- Depp i tartışabiliriz.Ama Depp gerçekten inanılmaz oynuyor ve oynamış.Aslında son filmlerine bakarsak; Sweeney Todd la zaten oscar adaylığı vardı süperdi, karaip korsanlarında da gene oynamıştı ama bu film onlardan biraz geride kalmasına rağmen resmen doyurdu beni.Duruşu, mimikleri, konusma tarzı ile gerçekten çok iyiydi.
Cristian Bale hakkında söyleyeceğim fazla bişey yok.Kendine her film bişeyler ekliyor bence ve iyinin biraz daha üstlerinde dolaşmaya başlıyor artık.Bu film için; eğer senaryo elimde olsaydı 2 aktörü biraz daha yanyana getirmeye çalışırdım.Depp o kadar baskın bir karakter oynamış ve o kadar dolu dolu oynamış ki, Bale sönük(müş) kalmış.Aklıma örnek olarak The Insider geliyor.Pacino ve Crowe yi karşılaştırmak güzeldir.3:10 to Yuma geliyor bundan sonra aklıma..Bale ile Crowe u aynı sahnelerde kullanmak iyi fikirdi ve daha sayılcak çok örnek var.Burda gereğinden biraz fazla ayrı kalmışlar ve Depp inanılmaz baskın çıkmış.
Bitirelim, güzel film...Çok fazla uzun,biraz yapay ama izlenmeye değer mi diye sorsanız, evet derim.Sonuçta film izlemek için belirli bir zaman ayırmışsanız ve bu filmde Depp ile Bale oynuyorsa benim gibi buna katlanabilirsiniz.
Notum: 10/7
0 Yorum :
Yorum Gönder