4.12.2012

Deadfall [2012]

O kadar çer çöp film izledikten sonra bu biraz olsun beni mutlu edebilecekler kategorisindendi…

Konusu şöyle; iki kardeş olan Addison ve Liza kumarhane soygunundan kaldırdıkları ganimetle Kanada sınırına doğru giderlerken kaza yaparlar ve kışın soğuğunda ortada kalırlar. Aynı sırada hapishaneden yeni çıkan boksör Jay, şükran günü için ailesinin yanına gitmek istemektedir. Birbiriyle tamamen alakasız olarak gözüken insanların yollarının nasıl kesiştiğini konu alan film, ilk başlarda fazlaca durağan gözükse de sonlara doğru hızlanıyor.

Farklı hikayelerin birleşimlerini izlemeyi çok severim özellikle son yıllarda bu tarz denemeler çokça yapılmaya başlandı. Elbette aralarında gerçekten çok başarılı olanların olmasının yanında gerçekten çöp olan filmlerde yok değil. Bu film vasatın üstü diyebileceğimiz, izlediği zaman seyirciyi sürükleyen ve mutlu eden cinsten.

Konu elbette aşırı derecede klişe olmasına rağmen, film ilerledikçe ortada dolaşan bir sürü karakterin en sonunda nasıl birleşeceği merak konusu. Ama ne yazık ki filmin sonunda ne olacağını merak edemiyorsunuz çünkü daha ilk 30 dakikada bu çok net bir şekilde ortaya çıkmış oluyor, bu kısmı biraz üzücü.

Mantık hatalarını saymak istemiyorum çünkü aramaya gerek yok, şu filmden biraz keyif almak varken oturup da burada hataları tartışmak şu şöyle olsaydı bu nasıl böyleydi demek çok saçma oluyor. Zaten göze de o kadar fazla batmıyorlar.

Ailecek oturulup, çekirdek, mısır, kabuklu yemişlerle beraber keyifle izlenilecek bir film olduğunu düşünüyorum, ben beğendim, bu tarzı deneyen ve yapmaya çalışan yönetmenlere her zaman saygım vardır.

2.12.2012

Savages [2012]

Bu hikâyeyi anlatıyor olmam, sonunda hayatta olduğum anlamına gelmez!

Yönetmenliğini Oscar ödüllü yönetmen Oliver Stone’nin üstlendiği, Travolta, Hayek, Del Toro gibi isimleri barındıran filmi dün gece geç saatlerde izledim. Dram-Gerilim-Suç türlerini içinde barındıran filmin konusuna gelecek olursak; Ben ve Chon birbirlerine bağlı iki yakın arakdaştır ve uyuşturucu işindedirler. Bu iki arkadaşın Ophelia adında güzel bir kız ile farklı boyutlarda ilişkileri vardır. Ophelia her ikisini de idare etmekte iki arkadaş ise bu durumdan hiç şikâyetçi olmamaktadır. Bir gün Meksika uyuşturucu baranları iki arkadaş ile ortalık yapmak isteyecektir ama ikilinin buna yanaşmaması nedeniyle kızı kaçırırlar.

Önce hikâyeyi biraz anlıyorsunuz ve ardından hemen olaylar başlıyor. Filmden atraksiyon bekliyorsanız hemen söylemem gerekiyor ki gereksiz beklenti içine girmiş olursunuz. Konu olgunlaştıktan sonra zaten çok rahat bir şekilde filme dahil oluyorsunuz ve bütün karakterleri belirli yerlere oturduktan sonra filmin en zevkli kısmı başlıyor.

Meksika uyuşturucu kartelleri gerçekten de kendilerine karşı sorun oluşturacak insanlara işkence ederek kaydettikleri görüntüleri rakip oldukları çeteleri korkutmak amacıyla kullanıyorlar. Filmde de görüleceği üzere kesmeli biçmeli ve bol kanlı sahneler var, önceden uyarmakta fayda var ama insanı o kadar etkilemiyor diyebilirim. Bunun yanında eğer senaryo anlamında filme bakacak olursan biraz zayıf kalmış diyebilirim, iyiydi ama eksikti. Biraz daha diyalog eklemesiyle ve biraz daha olayı derinlere inerek anlatmaya çalışmakla bu sorun rahatlıkla çözülebilirdi diye düşünüyorum. Mesela erotik sahne kullanımları araya çerez olsun diye konulmuş, hissiyat ya da herhangi bir anlam içermiyor ne yazık ki.

Sonuç olarak 2 saat 22 dakika süresiyle biraz uzun sayılacak ama izledikçe sonunu merak edebileceğiniz cinste bir film diyebilirim, ben beğendim ve şiddetle tavsiye ediyorum. Del Toro’yu izlemek gerçekten büyük bir zevkti.

1.12.2012

End of Watch [2012]

Los Angeles polis departmanında çalışan iki genç polisin bir operasyondaki keşifleri sonrasında uyuşturucu mafyasının hedefi haline gelmelerini konu alırken, dostluğun ailenin ve cesaretin önemini anlatıyor. Yakın dost olan Taylor ve Zavala, her gün çıktıkları devriye esnasında yaşadıkları bir olay onları geri dönülemez bir yola sokacak, hayatlarını alt üst edecektir.

Filmi ya çok seversiniz ya da gerçekten sevmezsiniz, bunun ortasını bulabileceğinizi düşünmüyorum. Filmin çok büyük bir kısmı hareketli kamerayla çekilmiş, hatta el kamerasıyla. Şimdi şöyle bir durum var hareketli kamera ve el kamerası arasında fark var. Dogme 95 tarzı filmleri bilirsiniz hani naturel çekilenler ışık, kamera, açı ayarlaması vb yapılmadan ama bu biraz daha farklı. Bir süre sonra mide bulanmaları ya da baş dönmesi gibi durumlar oluyor bende, sıkıntı basıyor…

End of Watch filmini izlediğinizde aklınıza Washington ve Hawke ikilisinin oynadığı Training Day filminin gelmesi lazım. Temelde çaylak olan polislerin Los Angeles eyaletinde devriye attıkları sürede başlarına gelenlerden bahsediliyor, ama çok fazla rutin olarak devam ediyor film. Ne zaman aile olaylarından konu açılıyor, devriye dışındaki hayata dalıyor film o zaman da polislerin zor hayatlarına dahil oluyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz.

Filmde güzel sahneler var, el kamerasıyla çekimlerin ekmeğini bolca yemişler diyebilirim. Çok büyük heyecan arayan ya da aksiyon sahneleri arayanlar için doğru bir seçim değil ama ben gene de bir göz atılması gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka göz atılması gereken 2 sahne söylemek istiyorum biraz ilgi uyandırması açısında çünkü zaten filmin belirli bir senaryosu olmadığından dolayı spoiler olarak değer kazanmayacaktır.

1.Zavala’nın suçlu ile yaptığı anlık dövüş
2.Yanan evden Zavala ve Taylor’un çocuğu kurtarma çabaları

Ne olduğu belirsiz Donnie Darko filminden yoksa oynadığı projeleri seçerek devam eden ve artık önemli rollerin adamı olan Jake Gyllenhall için söylenecek fazla bir şey yok. İzlemenin keyfine varmak gerekiyor.

İlginç bir film olmuş, oturup izlemeye değer, zaten süresi de o kadar uzun değil.