20.05.2010

The Stoning of Soraya M. [2008]

Uluslar arası festivallerde ödülleri toplayan, İran'ın “yayına sokmayın” ricasıyla defalarca ülkemizin kapısını çalmasına neden olan; gerçek bir öyküden uyarlanan sinema filmi “Soraya'yı Taşlamak” başta İran olmak üzere geri kalmış örümcek beyinli, sadece erkeğe odaklı yaşayan toplumların her şeyinin yanısıra kanayan bir diğer yarası olan recm cezası(?)na dikkati çekiyor...

İran'ın bir köyünde arabası bozulan gazeteci, bir köylü kadın tarafından ısrarla çağrılınca merak eder ve kadınla konuşmak için evine gider... Köy halkının engelleme ve “deli kadın” yaftaları şaşırtıcıdır... Kadının anlatacakları ise, daha şaşırtıcı olacaktır...

Kadın yeğeninin, Soraya'nın, öyküsünü anlatır... Kocası tarafından aldatılan sıradan bir İran kadınıyken, boşanma teklifini kabul etmediği için üzerinde oyunlar oynanan ve recm ile cezalandırılan, bahtsız Soraya'nın öyküsüdür bu...

Filmi izlerken her karesinden ayrı bir sanatın fışkırdığını söylememek olmaz. Bilhassa öykü bittikten sonra ve günümüze yani öykünün geçtiği zamanın bir gün sonrasına dönüldüğünde köy halkının başına gelenler... İbretlik...

Hostel filmindeki işkence sahneleri meşhurdur... Peki ya Saw filmi? İzleyenler unutamadıklarını ifade eder daima... Bence “unutulmayacak” bir işkence sahnesinden bahsedeceksek, Soraya'yı Taşlamak filminin recm sahneleri karşısında saygıyla önümüzü iliklemeliyiz...

Soraya'yı Taşlamak, bir film değil. Bir başyapıt. Her karesinden ayrı bir ders çıkarılması ve sonunda ağlanması gereken bir başyapıt...

brokoli

0 Yorum :