15.11.2009

Loft [2008]

Belçika filmlerini izlemek nedense gittikçe daha zevkli gelmeye başladı bana.Yada daha doğrusu artık klasik ve kendi kalıpları içinde kaybolmaya başlayan Hollywood yapımlarından fena halde sıkıldık.Evet gerçekten değişik bir filmdi diyemem ama en azından senaryoyu bu kadar sağlam tutmaları ve filmin kendi içinde izleyiciyi rahatsız etmeyen sorular bırakması bence güzeldi.Demek istediğim şu ki, filmi biraz önce izledim ve bitirdim ama bu yazıyı yazarken filmi %100 olarak çözücem.Hadi başlayalım...

Evli beş erkek var hikayemizde.İçlerinden mimar olan birgün arkadaşlarına bir teklifle gelir.Çatıkatı dairesi ve 5 tane anahtar.Neden? Metreslerini buraya atabilmeleri için.Böylece kimse onları rahatsız edemeyecekti.Fazlasıyla güvenilir bir psikiyatr olan Chris, dost canlısı karizmatik mimar Vincent, sağı solu belli olmayan tehlikeli Filip, sesi soluğu çıkmayan Luc ve parti kuşu Marnix. Metreslerini çatı katına getiren bu beş adam arasında gizli bir anlaşma vardır, ama burada genç bir kadının cesedini bulmalarıyla beraber şüphe içinde birbirlerini suçlamaya başlarlar, çünkü evin yalnızca beş anahtarı vardır.E eğer 5 anahtar varsa bu olayı kim yaptı? O ceset neden orda?

Bundan sonra yazacağım kısımda çok ağır şekilde spoiler yapacağım o yüzden isterseniz okumayın.Zaten bu filmi izlemek için, buraya kadar yazılanları okumanız yetecektir.Güvenin bana...

Senaryosunu beğendim.Düzenli bir şekilde işlemişler.Filmin başlangıç sahnesinde, hoop noluyorsunuz bu arabada ne diye kendinize sorarak başlıyorsunuz.Daha sonralarında bu 5 arkadaşı ve aralarındaki ilişkiyi anlatıyor.Sizde böylece filmde geçen karakterler hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz ve yukarıda bahsettiğim karakter özelliklerini anlıyorsunuz.Filmin gidişatı açısından baya bir yardımı oluyor bunun...

İşin açıkçası zor bir senaryo denemişler.Bu tür senaryoda açık bulmak bazen çok basit olabiliyor.Mesela filmi övmeden önce biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.Kendimce herşeyin cevabını bulduğumu söyleyebilirim buraları yazarken ama birazcık tartışalım.Mesela, apartmanın kapısını çalan ve emlakçıdan geldiği varsayılan sarı saçlı hatun kim? Onun kim oldugu konusunda herhangi bir ipucu yakalayamadım ben.Acaba bn mi yakalayamadım yoksa gerçekten ortada kalmış bir karakter mi?

Luc karakterimiz daireye giriyor (eğer yanılmıyorsam) ve elinde bir viski bardağı var.Hadi buraya kadar herşeyi anladım ama o bardak elinden düşünüyor ve yerde kırılıyor.E polisler neden onun izini süremiyorlar?Ama daha sonraki sahnelerde katı temizlediklerinden bahsediliyor.İşte burada ufak bir gel git var.Geriden gelen sahnelerden bunu görüyorsunuz ama an olarak yaşanan sahnelerde bardak ortalıkta yok.Burada biraz karışıklık yaşanılmış yada ben kaçırdım...

Çok yakın beş arkadaştan bahsediyoruz.Eğer ben size şurada en yakın 5 arkadaşımı sayacak olursam hepsini yazısından tanırım.O yazıyı onun yazdığını neden bu kadar geç anlıyorlar?Çok ilginç gelmedi mi size?

Bir araştırmasını yapmam gerekiyor ama yüksek dozda insulin bir insanı öldürebilir mi?Hadi diyelim öldürebilir ( bu konu hakkında gerçekten bir bilgim yok).Ama daha sonra gelen sahnede herkez kızın zaten çoktan öldüğünü idda ediyorlar ve olay yerine intihar süsü veriyorlar.Tamam buda gayet normal ama siz bir insanın öldüğünü yada ölmediğini ayırt edemezmisiniz? Ölmeyen bir insanı öldürmeye çalışan biri bunu bence ayırt edebilmeli.1 gece önceden kalan ceset elbette soğuk olur.Bunun yanında ölmüş insan nefes alıp veremez, ama madem ölmedi sen nasıl onun öldüğüne kanaat getirebiliyorsun ve ondan sonra işini yapıyorsun?Buradada film baya bir kendisiyle çelişmiş.Biraz garip geldi bana...Bunun yanında ölü cesede mutlaka otopsi yapılır.Otopside çıkanları zaten filmde göreceksiniz, ama bir insana insulin enjekte edildiğini ve filmde dikkatle bakarsanız, enjekte edilen yere bir insanın yetişmesi baya zor.Zaten kendi kendine edeceksen bile neden oraya enjekte edesin ki? Hani belki ben filmi fazla kaşıyorum ama...

Vincent niye diğer arkadaşlarının karılarıyla yatıyor?Bunun bir açıklaması yok.Filmde bu sahne geçiyor, siz onları aldattınız gibilerinden bir yaklaşımı var ama hani fazla da mantıklı gelmiyor insana.Bunu bir çeşit güç olarak görüyor olabilir.

Yukarıda filmi biraz fazla eleştirmiş gibi gözükebilirim ama sadece açıkta kalanları söylemek istedim.Sonuçta zaten deliksiz senaryolar tüm zamanların en iyi filmlerinden olabiliyor.Hazır en iyi filmler demişken şöyle geçmişte hangi belçika yapımı filmleri izlediğimi düşündüm.Enfant, L' ,Zaak Alzheimer, De gerçekten güzel filmlerdi hatırladığım kadarıyla.Daha izlenmesi gereken Silence de Lorna, Le , JCVD ,C'est arrivé près de chez vous gibi filmler oldugunuda düşünürken belçika sinemasından baya güzel işler çıkıyor.Bu filmde ayrı bir başarıdır gerek senaryo olarak, gerek işlenişi olarak.

Filmin sonu ise gerçekten güzel bağlanmış.Hani sona gelene kadar birçok parça var.Hatta sizi yanıltmaya çalışan sahnelerde var işin içinde.Başından beri anlıyorsunuz yavas yavas flashback verdikleri zaman.Bunu yapan bu gruptan biri ama herhangi birine kondurabiliyorsunuz bunu.Hani dışardan birinin olması, zaten böyle bir filmin var olmaması anlamına gelirdi zaten.Oyunculuk performanslarınıda hemen bu aradan çıkartmak istiyorum.Daha önce tanıdığımız kimsenin olmaması, bu tarz filmlerde daha çok senaryoya odaklanmamızdaki birinci etken belkide.Hepsi gerekeni yapmış ve ortaya gerçekten güzel bir eser çıkmış.Notum 10/7.5 bu filme.Yukarıda bahsedilenlere, özellikle ceset sahnesine biraz daha dikkat edilmesi gerekiyormuş.

UnjustLucifer

0 Yorum :