17.09.2010

Premonition [2007]

Bilim insanları Premonition yani Türkçe adı ile “Öngörü” kelimesini ”gelecek tehliklerini öngörü ya da sezmenin özel adıdır” şeklinde açıklıyorlar aslında filmde de anlatılan konu tam olarak bu. Her zaman kendine özgü konusu olan filmler, konu ilginç olmasa bile izleyiciden saygı görür işte bu yapım da onlardan biri.

Önündeki haftayı Perşembeden başlayarak, pazartesi, cumartesi, Salı, Cuma, Pazar ve çarşamba şeklinde farklı zamanlarda gören ve yaşayan bir kadının dramını anlatan filmin Türkler içinde önemli bir yeri var, Filmin yönetmeni Mennan Yapo yani Mennan Yapıcıoğlu türk kökenli bir yönetmen “Good Bye Lenin” filminden de bilinen yönetmen Hollywood’da Türkiye’yi temsil etmese bile bizim için türk kökenli olması yeterli bir övünç diye düşünüyorum.

Bu filmin başka bir özelliği de Sandra Bullock’un gerçek oyunculuğunun ön plana çıkmasıdır ki filmin yapımından Oscar aldığı döneme kadar geçen 3 yılda gösterdiği gelişim bir Sandra Bullock hayranı olarak beni çok memnun etti, neredeyse bu filme kadar oynadığı gereksiz yapımlar ile kendi kalitesinin farkında olmayan bir oyuncu profili çiziyordu en sonunda bu farkı anlamış olacak ki böylesine ses getiren bir yapımda oynadı…
Film kesinlikle dikkat gerektiren bir film çünkü filmin bir sonraki sahnesi bir önceki ile paralel olarak ilerliyor, Premonition’u 3 bölüm halinde izlediğim için hiç bir şey anlamamıştım o yüzden bu yazıyı yazabilmek için bir kez daha izlemek zorunda kaldım ve gördüm ki ilk izlediğim ile alakalı olmayan bir filmmiş. Zaten genel olarak filmler dizi tadında izlendiğinde vermesi gereken duyguyu izleyici alamıyor.

Bir filmi her şekilde bir bütün olarak ele almak gerekiyor o yüzden filmin posterindeki ilginçlik de bana göre filmi, emek harcanmış ve ekonomik kaygı gütmeyen filmler arasına sokmaya yetmiş zaten film izleyiciye çok ciddi ve yeni bir konu vaad ediyor.Bu yeni ve daha önce örneklerinin pek bulunmadığı konu ise “sinemada yeni konu bitti” diyenlere tokat niteliğindedir. Bu yüzden de gözümde saygıyı hak ediyor. Bu karmaşık konu, izleyiciyi filmin sonuna doğru sürüklerken aynı zamanda olay örgüsü ile kendine hayran bırakmayı da ihmal etmiyor. Bu arada sinema tarihine yön veren otoriteler filmi Memento, The Sixth Sense gibi filmlerin yankılarının duyulduğu bir yapım olarak gördüklerinden dolayı filme genel olarak eksi not vermişler tabi her birey kendi zevk ve renginden sorumlu olduğundan filmin benim gözümdeki yeri üstlerde.

Film gösterime girdiği haftada 300 ve Wild Hogs filmlerinin ardından 2831 salonda gösterime girip box office’de $17,558,689 gibi bir hasılat elde ederek 3. Sırayı almış ve dünya genelinde $84,146, 832 bir hasılat ile gösterimden kalmış mütevazi bir yapım. Konu olarak sizi etkilemese bile Bullock’un performansı adına izlenmesi gereken bir film...

0 Yorum :