21.03.2010

Whatever Works [2009]

Orjinal bir film ve orjinal bir adam.Woody Allen tarzından hoşlanan biri olarak bu filmi izlemek zevkliydi, her ne kadar sonlara doğru ufak kalp krizleri geçirsemde.

15 Ocak 2010 tarihinde sinemalara gelecek olan bu filmi daha önceden izleme şansı buldugum için seviniyorum,çünkü sinemaya gidip para verilecek tarzda bir film değil.Whatever Works kendi halinde bir yaşam süren Boris Yellnikoff'un, bir gece evinin girişinde Melodie isimli genç bir kızla karşılaşmasıyla başlıyor. Evinden kaçan genç kız Boris'e onu içeri alması için yalvarmaktadır. Genç kızdan yardımını esirgemeyen Boris'in hayatı Melodie'yi arayan sorunlu anne babası ortaya çıkınca karışıyor.

Eğlenceliydi, bohem bir hayatın peşinde olan, önce evliliğini daha sonrada kariyerini mahveden Boris in hayatını izliyoruz.Boris kendi doğrularıyla yaşayan, dünyanın patlayacağını düşünen, sinek ısırdığı zaman hastane aciline gidebilen, kendini dev aynasında gören, tüm insanlığa karşı olan nefretini asla saklamayan, insanları küçük düşürmeye bayılan bir adamdır.Ama daha sonralarında hayatına giren kızla birlikte hayata olan bakış açısı yavas yavas değişmektedir.Daha sonralarda onu arıyan annesinin gelmesiyle bir anda ortalık karışıyor.

Annesi gayet tutucu bir hayatı yaşamaktadır ve zenginlik içinden gelen biridir.Ama onunda hayatı bir anda değişiyor.Olmadıgı bir kimliği yaşamaya başlıyor.Tam hikaye devam ederken bu sefer babası geliyor.Babasıda, annesini aldatmış bir karakterdir ve oda değiştiğini idda ederek N.Y'a geliyor ve işler daha da karışıyor.Karısı artık başka bir adam(lar)ladır ve önce buna alışması gerekmektedir.Tabi bu süreç içinde değişime uğrayan sadece anne ve baba değildir.Kızları Melody genç ve güzeldir.Gençlik heycanlarını arayışı sürüyordur ve manken bir cocukla takılmaya başlar.Filmin sonlarında zaten herşey netleşecektir.

Film basiçe Woody amcamızın hayata bakışını göstermektedir.Hani öyle ilginç bişeyler yaratmak istemiş ve bence çok güzel olmuş.Dialoglar o kadar fazla ki, Tarantino filmlerine rakip olabilcek cinsten hani.Sürekli bir dialog halinde özellikle Boris'in bazı konusma sahneleri inanılmaz olmuş.Bir yandan alay ederken bir yandan anlatılmak isteneni seyirciye sunuyor ve siz kendinizle alakalı olan kısmı alıyorsunuz.Aslında ne kadar gereksiz bir hayat yaşadığımızı, nelerden zevk aldığımızı ve nelerden zevk alamadığımızı bize sunuyor ve siz bunları irdeliyorsunuz.

Filmin sonunda çok güzel bir konusma vardı.Niye Yılbaşlarını kutluyoruz?Aslında bunu bende anlamıyorum?İşte kendime göre bişeyler kurdum?İnsanlar 1 yıl daha yaşlandıklarını mı kutluyorlar, bir yıl daha ölüme yaklaştıkları için mi bu kadar mutlular?İçeriz, sanki diğer günler içip sarhoş olmuyormuş gibi.Yılbaşından sora sevişiriz, sanki normal zamanlarda yapmıyoruzda her yıl 31 ocak gecesini bekliyormuşuz gibi, ayrı bir sevinç gösterisinde bulunuyorlar.Yapılan kutlama harcamaları, eğlenceler, neden diğer günlerde yapılmaz, 1 yıl daha geçti hayatınızdan bunun nesine seviniyorsunuz ki?

Bunun yanında film gerçekten akıcı değil.Bazen konusmaları okumak pahasına sahneleri kaçırıyorsunuz.Tavsiyem altyazı olmadan izlemeniz.Zaten oyuncular yeteri kadar açık ve akıcı konusuyorlar, ağır bir aksanları yok ama işte sahnelerin altında beyaz bir yazı oldugu zaman göz ister istemez oraya kayıyor.Başlarda yaptığım tembellikten sonlara doğru vazgeçtim ve filmden biraz daha fazla zevk aldığımı hissettim.Sonlara doğru buna rağmen biraz baydı.Çok fazla hayata dair konu işlemiş, çok fazla şey konustular.Film kendi içinde biraz fazla değişkenlik gösterdi ama işte Woody filmlerine alışkın olmanız gerekiyor.Sizin tarzınız değilse filmi zaten beğenmezsiniz, çok aptal gelir.

Sonuç olarak hayata meraklıysanız izlemeniz gereken bir film.İçinde sorgulayacak bir sürü şey bulabilirsiniz.1 saat 31 dakikalık bir uzunluğu var,tavsiye ediyorum.Notum 10/7.5

UnjustLucifer

0 Yorum :