29.08.2010

Salt [2010]

Geçen gün yine iftarı getirme adına sinemaya gittim. Çok fazla tercih imkanım yoktu açıkçası. Karate Kid, Inception, The A-Team, Salt… Inception’ı izlemiştim, Karate Kid’in fragmanını gördüm, 1984 yapımının remake’i, sinemada izlemeye gerek yok. The A-Team ise dublaj, evet! Angelina Jolie izleyelim dedik biz de. Salt, yine Ramazan’ın ilk günlerinde iftarı getirme adına izlediğim The Expendables gibi bir aksiyon filmi. Kadro, o filmdeki kadar geniş değil ama en azından senaryosu, bir hikayesi var. Her ne kadar amacının çok farklı ve uygunsuz olduğunu düşünsem de.

Evelyn Salt (Angelina Jolie), uzun yıllar ekürisi Ted Winter (Liev Schrieber) ile çalışmış bir CIA ajanıdır. Ancak bir gün, hiç beklenmedik bir isim onun Rus Ajanı olduğunu ve yakında Amerika Başkan Yardımcısı’nın cenazesine gelecek olan Rusya Başkanı’nı öldürmesi gerektiğini söyler. Salt, bu iftirayı reddeder ve kendisinin böyle biri olmadığını yakınlarına açıklamaya çalışır. Masum olduğunu kanıtlamaya çalışmakla geçen nefis bir kovalamaca ve aksiyon başlar. Acaba yıllardır ABD’de yaşayan Salt aslında bir Rus ajanı olup da CIA’i mi kandırıyordur, yoksa Rusya ile hiçbir bağlantısı olmayan bir vatansever midir?

Yönetmen koltuğunda The Saint, The Bone Collector gibi filmlerden tanıyacağımız Phillip Noyce var. The Bone Collector’da Angelina Jolie ile beraber çalışmışlardı yine. İlk paragrafta bahsettiğim amacın uygunsuzluğu kısmına gelelim. Filmde çok net bir Amerikan Propogandası var. Defalarca kez gündeme getirilen ama şu son zamanlarda pek bahsedilmeyen Amerika-Rusya savaşı yine gündemde. Şunu söylersem spoiler olmaz sanırım, bir kez daha kafası şeytanlıklarla dolu olan kesim Ruslar olurken, bir kez daha azimle, hırsla, mükemmel mantığıyla ve gücüyle dünyayı kurtaran kesim Amerika’lılar oluyor. Evet, hem de son anda 9 milyon Müslüman’ın hayatını da kurtarıyor Amerika’lılar. Tabii aynı zamanda bu olaydan sonra meydana gelecek Müslüman hareketlenmesi ve Amerika’nın haritadan silinme olasılığını da. Neyse, bu sahnelere gözlerimizi yummadık, tıpkı filmin kendi içerisinde ne kadar çok tutarsız olduğu ve mantık hatası barındırdığı gerçeğine göz yummadığımız gibi. Evet, The Expendables’a nazaran bir konusu var dedim ama o kadar inandırıcılıktan uzak ki. Yani hem konu, hem aksiyon sahneleri. İzlerken nefesiniz kesiliyor fakat düşündüğünüzde, başına bu kadar olay gelen, filmde 1 saniye bile yerinde durmayan bu insanın nasıl olur da burnu bile kanamaz diyebiliyorsunuz. Hele de bu insan, artık bir deri bir kemik haline gelen Angelina Jolie ise…

Angelina Jolie, Cüneyt Arkın’ı oynuyor sanki. Tırdan tıra atlıyor, büyük bir araba kazası geçiriyor, neredeyse 25 metreden aşağı düşüyor, dayak yiyor ama yaralanmıyor. Hala koşuyor, hala adam dövüyor, hedefinden sapmıyor. Bakın, onu aşağılamıyorum, onu bu kadar tutarsızca oynatanı aşağılıyorum. Yoksa Angelina hala mükemmel bir aksiyon aktrisi. Hatta en iyi birkaçından biri. Yalnız, ona da olumsuz eleştiri getirecek bir noktamız var, o da keşke biraz kilo alsaymış. Çünkü, yukarıda yazılanlar, normal bir insanın başına gelse çok ciddi ölüm riski olabilecekken, çıtı pıtı bir kadının başına geliyor ve hiçbir şey olmuyor. Biz de buna inanacağız? Yok canım. Gerçi ilk olarak Tom Cruise düşünülmüş, ama o, rolü reddedince Angelina Jolie ayarlanmış ve senaryo baştan yazılmış. Jolie, filmde hiç dublör kullanmamış. Takdir edilesi. Hayranları onu hem sarışın, hem esmer, hem uzun saçlı, hem de kısa saçlı olarak görebilecekler. Özellikle sarışından dönme esmer fetişisti ve erkek saçı fetişisti olan ben (evet değişik fetişlerim vardır) çok mutlu ayrıldım salondan, eheh. Diğer aktörler, Liev Schrieber ve Chiwetel Ejiofor da sırıtmıyor.

Senaristleri, tanıdık filmlerin senaryolarına imza atmış olan Brian Helgeland ve Kurt Wimmer olan bu yapım, fragmanı izlediğimizde güzel bir işe imzasını atmış gibi dursa da aslında maalesef öyle olmayan, ticari amaçla çekilen ve açık açık propaganda yapan, klişelerle, aşırı twistlerle dolu bir aksiyon. Angelina Jolie, elinden gelenin en iyisini yapsa da, keşke Inception’a bir kez daha girseymişim dedim filmden çıktıktan sonra. Son sahnesiyle de devam filmini müjdeliyor. 5/10

0 Yorum :