14.04.2010

Clash of the Titans 3D [2010]

Gelin önce biraz Yunan mitolojisi öğrenelim. Yani geniş çaplı değilde, filmle ilgili olan kısımlara kısaca değinelim. Dünyayı ilk yönetenler Titan'lardır. 12 Titan, Altın Çağ döneminde dünyayı yönetirken bu Titanlar'dan Kronus olanı, Rheia ile evlenip dünyaya 6 çocuk getirmiştir. Bu çocuklardan 5'ini de birer birer yutmuştur. Bunun sebebi de zamanında annesi Gaia'nın yardımları ile babası Uranus'u yenip, dünyanın hakimi olması ve sonradan kendisinin başına gelecek şeyin de aynı olmasını öğrenmesidir ve öyle de olmuşturda. Titan Rheia, 6. oğlu Zeus'un ölmesini istememiş ve Kronus'a, Zeus'u bir kaya parçası olarak yutturmuştur. Zeus'ta bir şekilde babası Kronus'u yenmiş, kardeşlerini kurtarmış ve dünyanın hakimiyetini Titan'lardan alıp Tanrı'lara geçirmiştir.

Artık dünyanın hakimi 12 büyük Tanrı'dır. Zeus, kardeşleri Poseidon ve Hades ile çekiliş yapmış ve bunun sonucunda kendisi Gökyüzü'nün, Poseidon Denizler'in, Hades ise Yeraltı'nın tanrısı olmuştur. Diğer 9 Tanrı ile beraber Olimpos Dağı'nda yaşar ve dünyanın hakimiyeti onlara aittir. Tanrıların tanrısı olan Zeus'un en bilinen özelliği çapkınlığıdır. Kral Acrisius'un kızı Danae'den olma bir yarı tanrı çocuğu vardır hatta: Perseus. Olay şöyle, bir gün Acrisius bir kahine gider ve erkek çocuğu olup olamayacağını söyler. Kahin de ona, Danae'nin bir erkek çocuk sahibi olacağını, bu çocuğun da ileride onu öldüreceğini söyler. Kehanetin gerçekleşmesinden korkan Acrisius, Danae'yi saklar ancak Zeus onu bir şekilde bulur ve Danae ile birleşir. Bu birleşmeden Perseus doğar.

Perseus, bir Gorgon olan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir. Medusa, baktığı erkeği taşa çeviren lanetli bir kadındır. Bu görevinde Perseus'a Athena ve Hermes isimli tanrılar yardım eder. Perseus, Medusa'nın başını keser. Bu kafadan Pegasus isimli bir yaratık çıkar. Bu yaratık beyaz, kanatlı bir attır. Perseus, Medusa'nın başını Athena'ya teslim eder. Dönüş yolunda prenses Andromeda ile karşılaşır ve Andromeda'ya aşık olur. Andromeda'nın annesi kraliçe Kassiepeia, kızının tanrılardan bile güzel olduğunu iddia eder. Bunu duyan ve buna sinirlenen Poseidon, onların üzerine deniz canavarı salar. Canavarı öldürüp Andromeda'yı kurtaran Perseus, prensesle evlenir ve daha sonra Tirnys isimli kentin kralı olur, mutlu bir yaşam sürer.

Filmdeki konuya bakalım. İnsanlar, Tanrılara karşı savaş açarlar. Önce Zeus'un heykeli, sonrada Argos kraliçesinin, kızı Andromeda'yı (Alexa Davalos) yeryüzünün gelmiş geçmiş en güzel dişisi ilan etmesi bu savaşı başlatan hareketlerden olur. Tanrılar da, insanların elini görür ve onlara kim olduklarını göstermek isterler. Hades (Ralph Fiennes), Zeus'la (Liam Neeson) anlaşır ve Argos'lulara eğer Andromeda'yı kendilerine kurban vermezlerse üzerlerine Kraken'i salacağını söyler. Argos'luları koruyacak kişi ise Zeus'un, bir insandan olan oğlu, yarı insan yarı tanrı Perseus'tur (Sam Worthington). Perseus, zamanında ailesini de öldüren Hades'e karşı intikam almak peşindedir. Hem kendisi için, hem Argos'lular için, hem de Andromeda için Kraken'i öldürme görevini üstlenir. Bu görevde yanında ona yol boyunca manevi rehberlik eden Io (Gemma Arterton), Ona kılıcıyla eşlik eden Draco (Mads Mikkelsen), iki avcı ve bir kaç Argos askeri ile bir cin de eşlik edecektir. Ancak yol boyunca engellerle karşılaşı Perseus. Öz annesinin kocası Acrisius (Jason Flemyng) bunlardan biridir. Hades, Acrisius ile bir anlaşma yapar ve onun Perseus'u öldürmesini söyler, kendisi de Zeus'un yerine göz dikmiştir.

Öncelikle ilk 3 paragraftaki bilgilerin bir çoğu Vikipedi'ye ait ve 4. paragrafta bahsettiğim filmin konusu da biraz karışık oldu sanırım. Bu karışıklıktan dolayı özür diliyorum, bunda filmi bir kaç gün önce izlemiş olmamın ve zaten Yunan Mitolojisi'nin biraz karışık olmasının payı var. İlk 4 paragraftan çıkaracağımız sonuç şu: Asıl konuya sadık kalınmamış ve bu gerçekçiliği düşürmüş. Ha "bu olay zaten gerçek değil, bir efsane, ne asıl konusu, ne gerçekçiliği?" diyorsanız, yazıyı bu noktada bırakabilirsiniz.

Bu paragraf spoiler içerir! Gerçekte Hades, Perseus'un düşmanı değilken burada öyle bir durum söz konusu. Pegasus'lar Medusa'nın kopan kellesinden oluşan beyaz, kanatlı atlar iken filmde Pegasus'ları, Medusa ile karşılaşmadan önce görüyoruz ve Perseus'un üzerine bindiği Pegasus'un rengi siyah. Io karakterinin de Perseus ile hiç bir ilgisi olmadığından bahsediliyor. Bir de Acrisius var tabii. Filmde yanlış duymadıysam Zeus'un, Acrisius'un karısıyla beraber olduğu söyleniyor. Halbuse Zeus, Acrisius'un kızıyla beraber olmuştur. Tirnys ile Argos kenti de farklı kentler bildiğim kadarıyla. Ben de yanılıyor olabilirim.

Evet gördüğünüz gibi orijinal senaryoya sadık kalınmamış. Üzerinde etkili oynamalar yapılmış. Çoğu kitaptan uyarlama filmlerde de senaryoya sadık kalınmaz, üzerinde ufak oynamalar yapılır ancak bu olay başka bir olay. Bu bir efsane ve üzerinde bu denli oynama yapılması beni rahatsız etti açıkçası. İzleyenleri de rahatsız etmiş olabilirler mutlaka. Tabii konuyu bilmeden gidenler, ya da benim gibi bu mitolojiyle alakası God of War adlı oyundan ibaret olanlar için pek rahatsız edici olmayabilir durum. Ben de araştırıp öğrendikten sonra yazıyorum bunları.

Oyunculuklara fazla değinmemek gerek. Schindler’s List’te iyiyi oynayan Liam Neeson’ı ve kötüyü oynayan Ralph Fiennes’ı yine aynı rollerde görmek güzel ancak ikisini de fazla izleyemedik. Bari Liam Neeson ve Ralph Fiennes gibi iki isim var kadronda, biraz oynat adamları. Sam Worthington bana göre yetersiz bir oyuncu arkadaşımız. Nedense son dönemin en çok sevilen aktörlerinden oldu bir anda. Sanırım bu tip filmlere cuk oturan kas yapısı sayesinde, eheh. Bayan arkadaşlarımız Gemma Arterton ve Alexa Davalos'a kötü bir şey dersek Medusa yüzümüze bakar vallahi. Yeri gelmişken söyleyeyim, tanrılar da olmamış. Çok yapmacık olmuş yani, ışınlı mışınlı falan. Selena kadar gerçekçi diyeyim siz anlayın.

Filmin bir diğer eksiği de havada kalan konusu. Her şey çok oldu bittiye gelmiş. Bir kaç sahne dışında 3D'de hissedilmiyor hiç. Zaten film önce normal çekilmiş, sonra 3D olmasına karar verilmiş. Buradan yapımcıların stratejisini de anlıyoruz zaten. Bunlarla kalmayıp sonuyla da batırıyor kendini film. Spoiler, koskoca Kraken'i, saniyesinde yok ediyor Perseus. Yani filmdeki tek adam gibi aksiyon sahnesi olan sahneye bakıyorum, dev akreplerle dakikalarca savaşıyor, zorla öldürüyorlar bizim elemanlar. Bir de son sahneye bakıyorum. Kraken, denizden 10 dakikada çıkıyor, 1 dakikada geberiyor. Koskoca Kraken! "Release the Kraken". Tutarsızlık, elde kalma, hayal kırıklığı!

Her şeye rağmen, bir başyapıt olmasa da, bir iyi film bile olmasa da, sıkılmıyorsunuz izlerken. Ben bütün bu tutarsızlıklara göz yummayı başardım ve film bitince keyifle ayrıldım ortamdan. Evet 1981 yapımı filmin remake'i Louis Leterrier yerine daha iyi bir yönetmenle çekilseymiş, konunun derinine inilseymiş ve orijinalinden şaşılmasaymış çok daha iyi bir film olacakmış, en azından fragmanından daha iyi bir film. Ama böylesi de idare eder gibi sanki. Ayrıca ortada Titan savaşı neyin yok, söyleyeyim. 6/10

Beercholic

0 Yorum :