8.04.2010

Kanal-i-zasyon [2009]

Televizyonda göremeyeceğiniz herşey...

Bu çok yaratıcı film isminden, ne yazık ki ismi kadar yaratıcı şeyler çıkmamış.Şuradan başlayalım hemen;

İmdat rolündeki Bayülgen, bir tv kanalında sadece camları silmektedir.Aynı zamanda tv ye aşırı derecede meraklıdır.O zamanlar reytingleri baya düşük olan tv kanalı bunu nasıl yükselteceğini düşünürken, İmdat'ın izlediği kanalların deli gibi reyting aldığını görmektedir.Normal, çünkü imdat zaten aklı salim bir adam değildir.

Artık televizyon öyle bir hal aldı ki, para uğruna, reyting uğruna en yapılmayacak şeyler bile icraata geçiyor..

İşin garip kısmı insanlara her seferinde soruluyor.Yok efendim şu kaldırılmalı mı, şu olmalımı felan diye ama insanlar nedense izliyor.Bir nevi beyin yıkama gibi şeyler.Salak programları öyle bir saate koyuyolar ki insanlar bazen bu rezaletten kaçamıyorlar cidden.Sonuçta herkez işine geldiği zaman kaldırılmalı diyor ama gelgör ki bu konuda yapılacak fazla da birşey yok.

Okan Bayülgen de içinde bulunduğu sektörü iğneleyici bir dille izleyiciye aktarmaya çalışmış ki bunu ne kadar başarmış, tartışılır. Ama filmin ismi gerçekten çok yaratıcı. Günümüzde televizyonda neyin izlenip neyin izlenmeyeceğini, neyin reytingleri alt üst edeceğini, İmdat karakterinde de gösterildiği gibi, bu konuda eğitim almayan insanların bile fikir sahibi olduklarını, bunları bu işi yapanlardan bile daha iyi bildiklerini görüyoruz.Zaten imdat rolünü gördük, onun beğendiğini halk beğeniyorsa eğer, beğenen halkın eğitim seviyesini, denge seviyesini ve daha başka özelliklerini tartışabiliriz.

Televizyon dünyasının gerçeklerini sinemaya gidip izlemek ne kadar zevkli olur orasını bilemem ama çoğu yönden eksik. Fakat filmdeki televizyonda ilgili eleştirilerin birkaç tanesine baya bir güldüm ve ortaya “ağlanacak halimize gülüyoruz” durumu çıktı. Özellikle tuvaletteyiz ve hayvanım olur musun bölümleri inanılmaz saçma ama buna rağmen komik. Daha doğrusu trajikomik..Daha doğrusu şöyle bir şeyden bahsedebilirim kendi adıma; ne gerek vardı? bunlar zaten bilinen hatta herkezin bildiği şeyler.Eminim ki ben Aşk-ı Memnu yada bu tarz bir diziyi izleyen elbet kendini biliyordur ama dedik ya işte beynin uyuşması böyle birşey.Bilinen şeyi, tekrar tekrar söylemenin yararını bulamadım ben..

Filmde İmdat’la sekreter arasındaki etkileşim baya bir ilginçti.Ne konuyla bir ilişkisini kurabildim ne de filmle arasında bir ilişki kurabildim.Hani filmi 15 dakika daha fazla uzatmak adına bir sahne koyun deseler bana ancak bu şekilde bir yardımı olurdu ancak...

Okan Bayülgen; seveni olduğu kadar sevmeyenide olan bir adam.Ama ben gerçekten zeki bir adam olduğuna inanıyorum ve yaptığı işleri seviyorum.Buna programlarınıda dahil edebilirim çekinmeden ama bu filmde birşeyler eksik değilmiydi sizce de? Role gitmemiş ne yazık ki.Bir kere mimikleri hiç bu kadar tutarzı görmemiştim ben ya.Birşeyler yapılmaya, birşeyleri göstermeye çalışıyor evet ama tutarsız hareketler bunlar.Denk gele yapılmış havası vermiş ne yazık ki.Bunun dışında konusma şivesi ve konusmalarıda bir o kadar yapmacık.Olmamış bayülgen...

Bundan daha iyi bir bitiriş yazacağıma inanmadığımdan dolayı; direk alıntı yaparak bitirmek istiyorum yazıyı;

“Yılın en iddialı komedisi” diye beklentileri yükselten, verdiği beklentileri çok da iyi karşılayamayan, televizyon dünyasının sonunu göremediği bir çukura doğru gittiğini gösteren -daha doğrusu göstermeye çalışan-, izlenilse de izlenilmese de fark etmeyecek türden bir film Kanal-i-zasyon...

Not vermeye tenezzül etmemek hayırlı bir hareket olacaktır.

UnjustLucifer

0 Yorum :