3.09.2009

Der letzte Zug [2006]

‘Ein Volk, Ein Reich, Deutschland ‘ ( ‘Tek Millet, Tek İmparatorluk, Almanya’ ) nidaları çağımızın geçirdiği belki de en büyük travmanın sorumlularının o günlerde gözlerinde ve hayallerinde yaşadığı ve haykırdığı bir söz dizisiydi. Arınmış, üstün Alman ırkı paylaşılan ortak düştü.

Artık İkinci Dünya Savaşı ile ilgili ihtisas yapmayı gün be gün çok mantıklı görmeye başlarken, bu film İkinci Dünya Savaşı serimin son halkası oldu. Filmde olumlu bulduğum belki de tek yan o dönemin Alman askeri portresi ve Yahudilerin yaşadığı travma ve duygu, düşüncelerinin çok dokunaklı işlenmiş olmasıydı. Alman askeri portresini biraz açacak olursak belki filme derinlemesine inmiş, tarihsel süreci irdelemiş oluruz. Alman askeri filmde karşımıza Dr.Jekyll ve Mr.Hyde olarak çıkıyor. Konuya hakim olmayanlar için özetlemek istiyorum. Robert Louis Stevenson isimli ünlü bir İskoç yazar tarafından kaleme alınmış bu hikaye Edinburgh’ta geçmektedir. Dr.Jekyll ünlü bir doktordur ve ilginç araştırmalar yapmaktadır. Bir gün en karanlık fantezilerini gerçekleştirmesini sağlayan en ünlü keşfini yaptı ve kendinde iki karakteri yaratmayı başardı. Dr.Jekyll gündüzleri bir doktor, Edinburgh’a nam salmış bir kişi iken, geceleri eli kanlı bir katil ve en karanlık fantezilerini gerçekleştiren bir kişi olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada Nazi fazişmini sonuna kadar içine sindiren ve açıkçası katleden Alman askeri portresi tam bir Mr.Hyde iken onların kalan yüzleri ve duygusal yanları ise Dr.Jekyll’ı temsil ediyor ve filmde bu açıkça işleniyor.

Bu film için en büyük eleştirim bu filmin, film olmasıdır. Ben onu film yapan unsuru aradım ancak bulamadım. Führer’in yaş günü hediyesi olması için Berlin’in arındırılması amaçlanmaktadır. Toplanan son Yahudileri konu alan ve onların son ölüm trenindeki ölüm yolculuklarını işleyen film tam bir belgesel yapısı için biçilmiş kaftandır.

Yönetmenlik adına açıkçası çok fazla bir şey söylemek istemiyorum çünkü ortada öyle bir şey yok. Lale Yavaş ve Sibel Kekilli gibi iki Türk oyuncunun da oynadığı filmde birkaç oyuncu dşında oyunculuk namına da bir şey yok.
Yalnız beni karlar içindeki Auscwitz’e varıldığında söylenen o masumane ve barış dolu mesajlar barındıran o şarkı beni çok etkiledi diyebilirim. Özellikle etkilenmeme sebep olan o karın yağışı görülmeye değerdi.

Bitirirken notumu 6 olarak deklare edip keşke belgesel yapılsaydı diyerek esen kalın diyorum.

Mert Şahin

0 Yorum :