24.09.2009

Devrim Arabaları [2009]

Neden bizim arabamız yok? İşte bu soruyu kendi kendine soranların önce bu filmi izlemesi gerekiyor.Aslında burada konusulabilcek birçok şey var ve derin konulara gidiyor.Ama ben sadece filmden bahsetmeye çalışcam ve bunu gerçekten başarmak istiyorum.Burada politika, yapılan hatalardan bahsetmemek gerekiyor.Sadece film üstüne olsun istiyorum...

Tek kelimeyle inanılmaz bir film olmuş.Arabalara zaten doğuştan meraklı olan biri olarak bunu mutlaka izlemek istiyordum ve sonunda bu amacımı gerçekleştirdim.Filmi hemen anlatim sizlere.Türkler ilk arabasını yapmak istiyor.Bu süreç içinde sadece arabayı yapmanın dışında bir sürü şeyle daha uğraşmak zorunda kalıyorlar.Medya,para,yönetim ve köstek olmaya çalışan insanlarda bu işi iyice zorlaştırıyorlar.Kaldı ki bir tane arabanın 140 gün içinde hazır olması istenirken (tam hatırlamıyorum) 80 gün kala cıvarda bir arabanın daha istendiği tebligatı geliyor ve ayrı bir şok.

Neden bizim arabamız yok sorusunu kendi kendine soranlar bu filmi izlesinler..Tamamen gerçek bir hikaye..Binbir gayretle,uğraşla,güçlüklerle tamamen Türk malı bir araba yapılıyor ama saçma sapan bir nedenle ve yine saçma sapan bir basın yüzünden bütün emekler boşa gidiyor..Başka hangi ülkede vardır böyle bir olay akıl sır erdiremiyorum..Eğitimin önemi burda da bariz bir şekilde ortaya çıkıyor..

Film hakkında biraz genelden gelelim hemen.Konuyu saptırmadan anlatmaları film açısından güzel olmuş ve sadece gerçekleri yansıtması süper olmuş.Şimdi şu satırları yazarken bir kere daha düşünüyorum ama söylenecek birşey yok.Hani bu filmi neresinden anlatmaya başlayıp nasıl bitireyim?

Tek kelimeyle süper olmuş.Oyunculara tek tek değinmek gerçekten çok zor ama herkez elinden gelenin maksimumunu yansıtmış.Tabiki herkezin iyi olduğu yerde, iyinin iyisini bulmak belki biraz kıllık yapmak olacaktır ama Taner Birsel ve Halit Ergenç i unutmak olmaz.2 si diğerlerinden biraz daha sivrilmiş.Haluk Bilginer ustayı sırf orada durabildiğinden dolayı unutmak istemiyorum.Çetin Tekindor ve Haluk Bilginer'i türk sinemasında tek geçiyorum su aralar.Ağır ustalarımız.

"türkiye de hiçbir başarı cezasız kalmaz evlat" ... "zaten adı devrim olan bir arabanın sokaklarda yürümesine izin vermezlerdi"

Yukarıdaki replikten sonra daha nasıl yorum yapılır? Daha neler yazılabilir sizce?Bence daha fazlasına gerek yok.Herkezin izlemesi gereken bir film.Gerçekten bazen bazı şeyleri yapmaya inanmak gerekiyor ve yapılabiliyor.İmkansızla zor ayrı şeydir diye bir konusma daha geçiyor.Düşünsenize 140 günde yürüyebilcek bir araba yapılıyor.

Takılmadan geçemek istemiyorum ama..Hadi o zamanlar diyebilirsiniz içinizden ama trenle bir arabayı taşımak için neden benzin deposu boşaltılıyor ben anlamadım.Bir kere olayların anlamadıgım tek tarafı, sanırsam benzin göstergesindeki hata olmalı.Çünkü beyaz arabanın deposunda benzin varken siyahtaki benzinin tamamına yakınını boşaltıyorlar.Bu ''bak türklerin yapacağı iş bu kadar olur'' demeye kadar gelir.Mesela ben bir alman olsam rahatlıkla bunu söylerim ama kimse bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu anlayamaz bizler için.İşte filmin düşündürücü ve daha sohbet edersek belkide bizi derinlere götürcek olan kısmı bu ne yazık ki!

Bu tarz filmleri daha fazla yapmalıyız diyerek kapanış kısmına geçelim.Geçenlerde ''flashback of a fool'' diye bir film izlemiştim.Silecek'i gerçekten bulan bir adamın, bunun patentini almaya çalışırken yaşadığı zorluklardan bahsediyordu ve sonuçta bu tarz bir filmdi.Buda türklerin yaptığı ilk araba hakkında bir film olmuş ve süper olmuş.

İzlediğim en güzel türk filmlerinden biriydi.Gerek seneryo, gerek hikayesiyle, oyuncularıyla...Not vermek istemiyorum çünkü haksızlık olur fena halde...

UnjustLucifer

0 Yorum :