7.08.2009

In The Line Of Fire [1993]


Eskilerden neler var diye arşivi biraz karıştırırken izlemeye değer bulmuştum bu filmi.Ama action ve thriller tarzı bir filmin süresinin nasıl 2 saat olacağını merak ettiğimden ve genelde bu uzunluktaki aksiyonların ne tür oldugunu bildiğimden bunu hep es geçmiştim.

Size şu anda yazcağım film, belkide kimsenin izlemeyi düşünmediği (benim gibi), yada adını bile duymadığı bir film.

In the Line of Fire sanırsam bir ara televizyonda da yayınlandı ve izleyenlerin kendilerini şanslı hissedebilcekleri bir film.Başlangıçtan sonuna kadar sizi ekran karşısına bağlayabiliyorsa, zaten bir yere kadar o filmi başarılı olarak söyleyebiliriz.

Hadi filme geçiyoruz.Bu filmi izledikten sonra aklıma, The Jackal, The bodyguard gibi filmler geldi ve senaryodaki benzerlikleri düşündüm.Bu hepsinden daha farklı ve inanılmaz.Gizli ajan Frank Horrigan, daha öncelerinda JFK suikasti sırasında başkanın korumasıydı ve o zamanlardan kalan ufak ayrıntı travmaları yaşamaktadır.Filmde uğraştı adam ise, başkanı öldürceğini açık açık söyleyen, eski bir CIA suikastçisi (Malkovic)
Daha sonralarında tahmin edeceğiniz gibi 2 li oyunları oynamaya başlıyorlar.Tabi burda onlara gençliğini görme şansını elde ettiğimiz Rene Russo da eşlik ediyor.

Oyuncu performanslarından önce film hakkında söylenmesi gerekenlerden bahsedelim herzaman yaptığımız gibi.Dürüst olmak gerekirse bu filmi izleyene kadar hiçbir yerde duymamıştım.Çok basit bir film gibi geliyor ama IMDB notunun 7.9 olması ve seyir keyfinin en üst seviyede olması zaten herşeyi açıklıyor.Zamanın şartlarına göre süper bir film yapmışlar ve daha sonra bahsedeceğim gibi oyuncu performansları gerçekten üst seviyede olmuş.Ama normal olarak filmde dikkat çekmek istediğim birkaç çok basit nokta var.

Birincisi; anahtarlığa koyduğu kursunları arka arkaya koymuştu.Daha sahnelere dikkatle bakarsanız anahtarlığın arkası bir merminin sığcağı büyüklükte değil.Burdan hafiften yana yattılar...

Suikast sahnesinden dikkatli bir şekilde bahsetmem gerekiyor.Sahne filmin can alıcı sahnesi.Herşey, geçen 1 saat 45 dakikayı o sahne için hacadık ama resmen amatörlük akıyorum.Sahneyi kaç kere oynattım tekrardan ama o kurşunun başkanın kafasından başka heryerine gitme ihtimali var.Süper yetenekleri olan bir suikastçi için çok basit deil mi, hemde o kadar mesafeden kafaya isabet ettirebilmek.

Karşınızda 5-6 tane keskin nişancı var.Bunların hepsinin tek atışta ve aynı anda ıskalama olasılığı nedir ? Hadi ortamın karanlık, şu zamandaki kadar gelişmiş ekipmanlarının olmadıgını varsayabiliriz ama denk gele açılan ateş, onların çakma nişancı olcağını gösterir ve hoş durmamış.

Bunların yanında son sahnede Eastwood a giren kurşun neresine girdi?Girdiği yeri keşke gösterselermiş biraz kanla beraber.Aslında görüyorsunuz kurşunun nerde oldugunu ama birkaç sahne ötesinde kan izi bile yok.Daha öncede söylediğim gibi, geçen 1 saat 45 dakikaya biraz haksızlık olmuş filmin sonundaki sahne basitliği yada çekim basitlikleri, artık adını nasıl koymak isterseniz.

Ayrıca başkan, kaç yılından beri çift araba olarak geziyor? 1993 de, tek arabası mı vardı?

Bunların yanında filmdeki hoş şeylerden bahsetmek gerekiyor.Filmin bazı yerlerinde dialoglar biraz fazla yer kaplamış gibi ama bu dialoglara karşılıklı laf sokmalar, tarz tarz şakalar ve Eastwood un mimiklerini ekleyince ortaya süper bir iş çıkmış.Bu filmin akıcılık artılarından biri.

John Booth, filmdeki adı, yadı filmde geçen isimlerinden biri, Malkovic süper iş çıkartmış.Süper e yakın denilebilcek performanslarından birini daha oynamış bu filmde.Film afişine bakmadan filmi oturup izlemeye başlayan biri için, ses tonundan rahatlıkla anlaşılıyor bu karakterin Malkovic olduğu.Filmin başlarında önce sadece dudakları, saçları, siluetiyle karşımıza çıkıyor.Kılıktan kılığa giriyor.Mimikleri, oyunculuk kalitesiyle filmi bir üst seviyeye çıkartmış.Zaten en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarına adaylığı, bu roldeki kaliteyi açıklıyor

Eastwood 63 yaşındaydı bu filmi çektiğinde.Bundan daha önce ne tarz filmlerde oynadığını yada ne tür ödüller aldığını bu rollerden burda bahsetmek çok gereksiz olurdu.Kalitesi tartışılmaz bir oyunculuk performansı.Zaten filmin tamamında sahnelere yayılan bir karakterde.Yaptığı esprili konusmalardaki alaycı tarzı, yorgun gözükmesi gereken sahnelerde verdiği performans ve uyumluluğu, aksiyon sahnelerindeki surat ifadesi ve davranışları gerçekten inanılmaz.Sanki filmin içinde yaşıyormuşsunuz hissi yaratıyor.Fazla konusmaya gerek yok bunun hakkındada.

Sonuç olarak süper bir thriller olmuş.En son dişe dokunur izlediğim action/thriller tarzı film The Dark Knight tı sanırsam.Onu çok beyenmiştim.Bundan daha güzeli nasıl yapılır diye düşünmeye başlamışken (karşılaştırma yapılamaz) onun verdiği zevke en azından yaklaşmaya çalışan bir film izledim.2 saati doldurması, konusu, işlenen olay, oyunculuk performanslarıyla gerçekten mutlaka izlenmesi gereken bir aksiyon yaratmışlar.İzlemenizi tavsiye ediyorum, asla hayalkırıklığı yaratmayacak bir film.Çok sevmeseniz bile, en azından zevk alıcaksınızdır.Benim notum; 10/7.8

UnjustLucifer

0 Yorum :