17.08.2009

A Simple Plan [1998]


Bir haftalık bir aradan sonra izlediğim, daha doğrusu izlemek için seçtiğim filmin ilginçliğine bakın siz.

A Simple Plan 3 tane adamın, tilki kovalarken şans eseri buldukları bir uçaktan çıkardıkları 4.4 milyon dolar hakkında.Hikaye aslında klasik değil, hatta hiç değil.Bunu şöyle açıklamak istiyorum.Eğer 2009 yapımı Night Train filmini izlediyseniz eğer bu film için, SENARYOLARI AYNI diyebilirsiniz.Sadece kullanılan objelerin farklılığı göze çarpabilir tabikii.Ne yazık ki, aynı değil, resmen birbirinin kopyası.Bunun yanında eğer Fargo ve Macbeth gibi filmleride izlemişseniz film size daha da fena gelebilir.

Başta dediğimiz gibi 3 adamın parayı ortadan yok etme cabası ve dolayısıyla en sonda parayı 3 e bölüm cebe kalmasını sağlamak tüm amaçları.Tabiki işler bu kadar basit gitmiyor ve ortaya birtakım sorunlar çıkıyor.Fazla spoiler vermek istemiyorum, çünkü en sonda bahsetceğim üzere izlenmesi gereken bir film ama, yukardaki filmleri eğer izlemişseniz dolayısıyla tadı biraz kaçıyor filmin.Sanki daha önceden tadını bildiğiniz bir pastayı tekrar yemeniz için zorlamaya benziyor izlemeye çalışmak.Tamam daha fazla soğutmayalım filmden sizi, bahsedilmesi gerekenlere geçelim hemen.

Film güzel işliyor.Hikayesi gayet güzel ve hikayenin içine farklı çeşitlerde insanları karıştırmak iyi bir fikir olmuş.Ufak bir kasaba tarzında bir mekan kullanmak, bazı işlerin daha kolay işlemesini sağlıyor.Eğer bir şehirde böyle bir işe bulaşılmak istenseydi, büyük olasılıkla bir çöpten öteye geçemezdi bu film.Mekanımız kasaba olunca düşen bir uçağı herkez bulamıyor ve en azından biraz gizem yaratılmış burda.Kaldı ki, ilerledikçe görüyorsunuz zaten, koşulların kar olmasıda inanılmaz bir rahatlık sağlıyor.Bazı delillerin yok olması ve daha birçok avantaj daha.

Film 2 saat süre içine gayet güzel yayılmış.Zaman zaman 2 li konusmalar biraz gereksiz yere uzamış gibi bir hava var ortamda ama en ince ayrıntı bile, filmin içinde kalıyor.Havaya giden fazla bir konusma hatırlamıyorum ben.Ufak ayrıntılar demişken aslında film sürekli ufak ayrıntılar etrafında dönüyor ve başarısıda sanırsam buradan geliyor.İlk sahnelerde, uçak bulunduktan sonra, polisle aralarında geçen bir konusma var.Eğer o konusma, o sahnede olmamış olsaydı böyle bir film olmazdı yada tahminin bu kadar etkileyici bir son izlemiş olmazdık.

Oyunculuklara değinmemiz mutlaka gerekiyor.Hank (Bill Paxton) ve Jacob (B.B. Thorton) süper performans sergilemişler.Şöyle biraz daha açalım;

Paxton normal hayatında kendi halinde bir işçi ve iyi bir aile babası rolünde.Bunun dışında giyimi kuşamı, filmde sergilenmesi istenen hayat yaşamıyla örnek denilebilcek seviyede.Hani böyle bir işe bile nasıl bulaştığını filmde yer yer sorguluyorsunuz.Ama işin içine para girince resmen bir değişim oluyor.Bu kadar sakinliğin altında yatan gizli güclerini ve dürtülerini kullanarak tam bir piskopata dönüşebilir.Süper oynamış gerçekten.

Billy Thorton ise inanılmaz bir yardımcı karakter olmuş.En iyi yardımcı oyuncu oscarına adaylığı resmen hak etmiş.Mimikleri, konusma tarzı ve filmin geneline yayılan süper hakimiyet, sanki yardımcı değilde ana karakter statüsüne taşımış onu.Bunların yanında filmin son sahnesindeki konusma sahnesi ve o anda söyledikleri inanılmaz.Gerçekten sahneyi derinden hissetmeme yardımcı oldu.

Daha fazla yazılması gereken bişey yok sanırsam. Ünlü yönetmen Sam Raimi (spiderman ve dahası) tarafından sunulan bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.Ben ne yazık ki bundan önce izlediğim filmler yüzünden, hele Night Train'i izledikten sonra bunu sakın izlemeyin çünkü senaryo aynı.Ha, tabiki bu Sam Raimi'nin suçu değil...Aralarında 11 sene fark olan 2 filmden bahsediyoruz ama dahası.Ufak bir ekleme daha yapmak istersem not vermeden önce, sadece son 15-20 dakikası bu filmi izlemek için iyi bir neden olur.

Notum 10/7.5

UnjustLucifer

0 Yorum :