27.08.2009

Inglourious Basterds [2009]


Dünya, yaşadığımız bu çağda belki de insanlık tarihinin en büyük savaşını, en büyük yıkımını, en büyük dramını ‘İkinci Dünya Savaşı’ adlı bir kurtlar oyununda gördü. Bu savaştan sonra günümüze kadar gelen süreçte herkesin tek bir çabası vardı unutmak ancak unutturmamak. Unutacak kesim bu acıları yaşayan insanlar oldu, unutturulmayacak kesim de başınızda bulunan bu büyük adamlar oldu.

Filmle ne bağlantısı var diyecek olursanız önce tarih seven ve bildiğini de az çok zanneden birisi olarak, bazı tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Pek çok filme konu olan İkinci Dünya Savaşı incelenmesi ve işlenmesi hassasiyet gerektirecek bir konudur.

Başlayacak olursak, bu kadar şiddetini, vahşetin Tarantino’nun kişisel bir özelliği olsa dahi neden yansıtıldığını anlamak gerçekten güç. Hangi nefret unsuru kafa derisi yüzülen Almanları göstermede bu kadar cüretkâr ve açıkçası vurdumduymaz olabilir ki. Peki ya ülkesi için savaşacak, ölecek bir insanın hisleri ile bu tarz milliyetçi bir yaklaşımlı adamın nasıl alay edercesine repliklerle dokunduğu açıklanabilir. Filmde sıkça duyduğumuz ‘Nazi Köpekler’ tarzı ırkçı söylemler özellikle de Alman ulusu ile ilişkilendirilerek söylendiği göz önüne alınırsa hangi sağduyu ile açıklanabilir.

Size sorum şu : ‘İnsanlığın kalbinde zaten derin bir yara bir iz bırakan gamalı haç simgesinin yetmiyormuş gibi bir de alna kazınması sizce neyin göstergesi olabilir?
Gerçekten çok doluyken ve konuşabileceğim birçok şey varken sizleri sadece filmdeki bir sahneye götürmeyi arzuluyorum:

Hatırlayın sinema salonunun kapıları kilitli ve yukarıdan insanlar taranıyor. Yukarıda tarayan adamlardan birinin şarjörü değiştirip yeni kovanı insanları üzerine boşaltırkenki öfkeyi gözlerinde yakalayabildiniz mi?Eleştirimin tarihsel boyutunu kapatırken ölen Yahudileri, Çingeneleri ve Engellileri bir kere daha anıyorum.

Ha son olarak Hitler asla içki içmezdi ve onun bulunduğu ortamlarda içki asla görünmezdi bile.
Gelelim sanatsal yana, Tarantino sahnelerin adeta bir resim galerisine ve başyapıtlara dönüşmesinde artık tam anlamıyla bir ikon olmuş. Her kare sanki ayrı bir Da Vinci bilimselliği, bir Dali sürrealistliği barındırıyor. Ah Tarantino keşke konuyu da aynı kıvraklıkla seçseydin. Ayrıca özel bir tebrik de benden inanılmaz karizmatik ve soğukkanlı karakteriyle Hans Landa’ya yani Cristoph Waltz’a gidiyor. Bu filmin yıldızı oydu bence. Ve son olarak da sinema salonundaki gala bölümünde İtalyan ve İtalyanca fırtınası yazımda yerini alıyor. O ne müthiş tip seçimi, kostüm seçimi ve saç modeli. Kırıp geçirdi açıkçası beni bu İtalyan fırtınası.
Uzun lafın kısası film bence savaş dışı bir konu olarak seçilmiş olsa 8’lerin üzerinde puanı hak ediyordu ancak bu haliyle ona verebileceğim en çok puan 7’dir.Bütünlemelerde Tarantino ile görüşmek üzere :D

Mert Şahin

1 Yorum :

deniz dedi ki...

İzledigim hemen her Tarantino filminden sonra oldugu gibi bu filmden sonra da aynı seyler gecti aklimdan dun gece: 'bu adam gercekten manyak'

bu arada dedigim gibi dersten cıkar cıkmaz actım sayfanızı(: yorumlar ve siteniz de supersonik. gozlere, beyinlere ve en sonunda da ellere saglik diyorum, sık kullanılanlar'a ekliyorum((: