21.01.2010

Sherlock Holmes [2009]

Önce Unjustlucifer, sonra Mert Şahin yazar arkadaşlarımız yorumladı filmi. Şimdi de ben. Banner'ımız da değişmiş, Inglourious Basterds'tan Sherlock Holmes'a dönmüş. Kısaca tüm dünyada olduğu gibi bizim blogda da Sherlock Holmes çılgınlığı yaşanıyor yeniden. Bu kahramanı yeniden canlandıran isimler de Yönetmen Guy Ritchie ve aktör Robert Downey Jr.

Öncelikle Sherlock Holmes'ün geçmişine bir göz atalım. Sir Arthur Conan Doyle'un 19. yüzyılda yarattığı bir karakter Holmes. 6 Ocak 1854 Londra doğumlu bir dedektif kendisi. Ama muhtemelen dünya üzerindeki en zeki dedektiflerden bir tanesi. İpuçlarını çözmekte üzerine yoktur. Suçları bir bulmacaymış gibi görür ve en ince ayrıntılarına kadar dikkatle inceleyerek ve tümdengelim ve tümevarım yöntemlerini çok iyi kullanarak bu suçları çözmesini iyi bilir. En yakın dostu Dr. Watson'dur. Evi Baker Street'tedir.

Bütün bunların dışında Sherlock Holmes karakteri sadece Doyle'un elinden okunmamıştır. Evet, Doyle bu karakteri ortaya çıkarmıştır ama bir çok yazar onu yeniden yaratmış ve bir çok filme de konuk olmuştur Sherlock Holmes, adına film çevirenler de cabası. Üstelik bu yeni kitaplarında, filmlerinde asıl Sherlock Holmes'e de sadık kalınmadığını görebiliriz. Bir çok Holmes karakteri özgünlüğüyle, farklılığıyla bilinir. Bugüne kadar bilinen en iyi Holmes-Watson ikilileri ise Basil Rathbone-Nigel Bruce, Nicol Williamson-Robert Duvall, Christopher Plummer-James Mason, Jeremy Brett-David Burke.

Klasik bir Holmes hikayesi. Sherlock Holmes (Robert Downey Jr.) ve Dr. John Watson (Jude Law), karanlık işlerle uğraşan Lord Blackwood'un (Mark Strong) peşindedir. Tabii olayların içinde, Holmes'ü alt edebilen tek bayan olan Irene Adler'da (Rachel McAdams) vardır. Holmes, her zamanki gibi ince ayrıntılara dikkat ederek, tümevarım yöntemini kullanarak ufak suçlardan büyük perdeyi görmeye çalışır.

Bence yeni Sherlock Holmes gayet iyi olmuş. Eğer Sherlock, Doyle'unkine sadık kalsaydı bir şey diyemezdik ama bu haliyle de bir şey diyemeyeceğim çünkü zaten bu karakter artık ufak tefek ayrıntılarla kişiden kişiye değişen bir karakter. Burada bazı eleştirmenlerin olumsuz eleştirileri de bu ufak tefek ayrıntıların bu sefer fazla olması. Mesela Sherlock asla dövüşmezken bu filmde para kazanmak için dövüşüyor, hemde iyi dövüşüyor. Sherlock ciddi bir adamken, bu film komedi unsurları içeriyor. Ama bence kötü değil, Guy Ritchie'nin Sherlock'unu da beğendim ben.

Robert Downey Jr.'da bu rolün üstesinden gelmiş, fazlasıyla. Yarı deli, keskin zekalı, yer yer komik ama uzmanlık alanı dahilinde son derece ciddi, insan içine çıkmayı pek sevmeyen, Watson'dan başka dostu olmayan, bayanlarla arası kötü olan Sherlock karakterine çok yakışmış. Hani bazı oyuncular karakterleriyle mükemmel bir uyum içerisindedirler ya. Başka birini yakıştıramazsınız o karaktere. Mesela 'The Pirates of the Caribbean' deyince akla Johnny Depp gelir ya, şimdi de 'Sherlock Holmes' deyince akla Robert Downey Jr. gelecek. (mi)? Belki yaşı büyük izleyiciler Basil Rathbone ya da Jeremy Brett diyebilirler. O yüzden şöyle değiştirelim, Robert Downey Jr. deyince akla ilk Sherlock Holmes filminin gelmesi olası. Tabii 'Chaplin' ve 'Ally McBeal' ile beraber.

Jude Law, yardımcı rolde sırıtmamış. Güzeller güzeli Rachel McAdams ise o role uymamış. 2. bir Demet Evgar vak'ası. Daha erkeksi bir bayan bulabilirlerdi o rol için bana göre. Mark Strong'da görünüş itibariyle role uymuş ve oyunculuğuyla da rolün üstesinden gelebilmiş.

19. yüzyıl İngiltere'si çok güzel önümüze sunuluyor. Çekimler mükemmel. Klasik Guy Ritchie slow-motion'larına, özellikle dövüş sahnelerinde hayran olacaksınız. Bu seferki Sherlock Holmes daha az bulmaca, daha fazla kas gücü ile hareket etse de bulmaca sahneleri de beni tatmin etti diyebilirim. Hepsinden önemlisi film sizi 140 dakika boyunca eğlendiriyor ve üzerine kafa yordurtuyor. Soluksuz bir şekilde izleyeceğiniz eğlenceli bir yapım. Hiçbirşey olmasa, Altın Küre ödüllü Robert Downey Jr.'ı izlemek için bile gidilir! 8/10

Beercholic

0 Yorum :